Bölüm 2

2.4K 199 31
                                    

Uzun süre bölüm gelmeyebilir dedikten sonra ben. 😶



Kuruyan dudaklarımı yavaşça yaladım. Yana doğru küçük bir adım atarken bakışlarımı tezgahta tuttum. Benim aksime Suho Hyung ona doğru yaklaştığımı fark ettiği an bakışlarını bana çevirdi.

''Söylemek istediğin bir şey mi var Sehun?''

Genişçe bir tabağa özenle yerleştirdiği lazanyalarına küçük bir bakış atıp tamamen bana döndü. Derin bir nefes alıp ona baktım.

''Tao ve Yifan bu akşam için konsere gideceklermiş ve... Ve beni de davet ettiler.''

''Sehun.''

Nefesini verirken ismimi söylemesi benim için yeterli cevap olurken başımı salladım. Fazlasını umut etmemiştim zaten ama yine de Tao için sormak istemiştim.

''Üzgünüm. Seni kısıtlamak istemediğimi biliyorsun ama...''

''Sorun değil Hyung. Onlara zaten gidemeyeceğimi söyledim.''

Suho Hyung yüzüne anlayışlı bir gülümseme yerleştirdi. Ona kendi sahte gülümsememle karşılık verdim.

''O halde salatayı yerleştirmeme yardım et. Yixing seni özlediğini söyleyip duruyordu. Onu bekletmeyelim.''

Başıyla işaret ettiği büyük salata kasesini elime aldım. Onun da lazanyaları sıkıca kavradığını görünce kapıya doğru adımladım.

''Tanrım. Bunu özlemişim.''

Masanın ortasına yerleştirdiğimiz lazanyaları gören Yixing Hyung kocaman gülümseyerek söyledi.

''Suho Hyung içeride beni özledğini söylüyordu ama Hyung.''

Yixing Hyung kocaman gülümsemesini bozmadan bana baktı.

''Elbette ki en çok seni özledim.''

Dediği şeye kıkırdayıp Baekhyun'un yanına yerleştim. Baekhyun ben yanına oturur oturmaz kulaklarıma eğildi.

''Onunla konuşabildin mi?''

Yixing Hyung'la sohbete dalan Suho Hyung'un dikkatinin bizde olmadığından emin olunca dudaklarımı büküp başımı salladım.

''İzin veremeyeceğini söyledi.''

Baekhyun bunun olacağını biliyormuşçasına kafasını salladı.

''Bunun canını sıkmasına izin verme.''

Başımı sallayarak ondan uzaklaştım. Defalarca dinlediğim halde Suho Hyung'un ve Yixing Hyung'un bir araya geldiklerinde her defasında yeniden anlattıkları anılarını dinlerken eğleniyormuş gibi görünmeye dikkat ettim. İkisi eski arkadaşlardı ve Suho Hyung'la ormanın hemen ortasındaki bu eve taşındığımızdan beri çok sık görüşememeye başlamışlardı. Bu üzücüydü. Bir şekilde buna sebep olan da bendim aslında ama yapabileceğim bir şey yoktu. Taşınma konusundaki itirazlarımı hiçbiri dinlememişti. Burada her şeyden, herkesten uzakta yaşam sürmek artık hayatımın bir parçası haline gelmeliydi. Aylardır bu şekilde yaşıyordum ama alışamadığım da gerçekti.

''Miniğim? Neden sessizsin bu akşam?''

Daldığımı bile fark etmemişken Yixing Hyung'un sesiyle irkildim. Baekhyun yanımda kıkırdarken Suho Hyung canımı neyin sıktığını bildiğinden sessiz kaldı.

''Ben iyiyim Hyung. Sadece dersler sıkıcıydı.''

''Zorlandığın dersler konusunda Suho'ya danışmalısın. Öğrencilik zamanlarında kendini bir tür ders komasına falan sokardı.''

Wish You Were HereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin