Bölüm 19

1.4K 146 40
                                    

Ani bir sızı dudağımda belirirken tıslayarak geri çekildim. Esmer de benimle birlikte irkilirken duraksadı. Salonda, kanepede oturuyorduk. Suho Hyung'un beni böyle gördüğünde delireceğini biliyordum. Ama en azından yüzümü biraz olsun temizlemek ve yaralarımla ilgilenmek için Jongin yanımdaydı. Beni eve taşıyıp kendime gelmemi sağladıktan hemen sonra onu ilkyardım malzemeleriyle birlikte hemen yanımda bulmuştum.

''Tamam. Sorun değil. Devam et.''

Kaşları çatık bir süre yüzümü inceledi. Gözlerimi devirmemek için kendimi tutmak zorunda kaldım.

''Hadi Jongin. Birazdan Suho Hyung gelecek. En azından yüzümdeki şu kanları görmesin.''

Başını sallayıp elindeki bez parçasını bu kez daha dikkatli ve yavaş bir şekilde dudağımın kenarına değdirdi. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Canım acıdığı her seferinde yaptığı işe bir son verecek gibiydi.

''O kadar da acımıyor.''

Sessizliği canımı sıkarken söyledim. Şaşırmış olmalıydı. Taemin'le yakın olduklarını biliyordum. Bunu beklemiyordu.

''Yalan söylemeyi bırak.''

İç çekip eline uzandım. Ellerini benimkiler arasında sıkıca tutarken başımı yana eğdim.

''Senin için endişelendiğini söyledi ve...''

Ellerini hızlıca çekip tutuşumdan kurtulurken kaşlarını çattı. Bakışları odanın benim haricimde her yerinde gezinirken dudaklarını araladı.

''Sakın onu savunayım deme.''

Oturduğum yerde yanına biraz daha yaklaştım. Ellerimden biri bacağına kaydı.

''Onu savunmuyorum. Sadece kendince bir sebebi var ve...''

''Onu savunuyorsun.'' Oflayıp yeniden bana çevirdi gözlerini. ''Bunu ben halledeceğim.''

Sesindeki soğukluk beni gererken elimin altındaki bacağını yavaşça sıktım.

''Fazla ileri gitmek zorunda değilsin.''

Söylediğim onu güldürürken başını iki yana salladı. Bu bile rahatlamamı sağlayamazken konuşmasını bekledim.

''Sadece sürüye dönmesini isteyeceğim. Bu şekilde yanımda kalmasına izin veremem.''

Başımı salladım. Jongin konuşmaktan sakınıyor gibiydi. Onu daha fazla zorlamadım. Sonrasında sakince yaptığı işe geri döndü. Yaralarımın temizlendiğinden emin olduktan sonra onu orada bırakıp odama çıktım. Kıyafetlerimi hızlıca değiştirirken aşağıda yükselen sesler birilerinin eve geldiğini gösteriyordu. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım. Kapımı açıp odadan çıkarken bu cesaretimi kaybetmemeyi umuyordum.

Salona girene kadar iyiydim. Jongin Suho Hyung'un hemen karşısında ayakta durmuş ne olduğunu bilmediğim bir konu hakkında bir şeyler söylüyordu. O ana kadar her şey bir şekilde normaldi. Sonrasında beni gören Suho Hyung'un büyüyen gözlerinin ardından dudaklarını bulan elleri kalan son cesaret kırıntılarımı da yok ederken bacaklarım beni salonun hemen girişinde duraksattı.

''Ne bu halin Sehun?''

Gülümsemeye çalıştım.

''Hyung...''

Ona sakince açıklayacaktım. Olanları olabildiğince yumuşatarak anlatacak ve endişelenmesine gerek olmadığını söyleyecektim. Ama Suho Hyung'un bir anda esmerin yakasına yapışan parmakları tüm planlarımı bozarken onlara doğru telaşlı adımlar atmama neden oldu.

Wish You Were HereWhere stories live. Discover now