[M] Bölüm 13

2K 168 78
                                    

Sanırım yine bölümsüz kalacağım 😅



Beni içinde bulunduğum derin uykudan çekip çıkaran küçük dokunuşlar saçlarımda dolanırken gözlerim yavaşça aralandı. Bir akşam uyanıp yanında yabancı biriyle karşılaşan herhangi biri gibi irkilmedim. Saçlarımdaki dokunuşlar da burnuma dolan koku da tanıdıktı çünkü. Hemen yanımda, yatağımda uzanmış bana yorgun bakışlar atan bu oğlanı da tanıyordum üstelik. Hem de fazlasıyla iyi.

''Uyumaya devam edebilirsin.''

Sanki hiç uyanmamışım gibi yumuşak tuttuğu sesiyle mırıldandı. Yavaşça gerinip bedenimi ona doğru çevirdim.

''Ne zamandır buradasın?''

Neden geldiğini sormadım. Sebebini biliyordum çünkü. Sonunda yorulup uyuyana kadar yakalandığım ağlama krizimi hissetmemiş olmasını beklemiyordum zaten. Üstelik canım hiç olmadığı kadar yanmıştı. Benim eşimdi. İçinde bulunduğum durumu biliyor olmalıydı. Zaten hiçbir şeyden haberi olmasa bile kırık çıkan sesim her şeyi ortaya döküyordu.

''Birkaç saat oldu.''

''Üzgünüm.'' diye mırıldandım.

Ona biraz daha yaklaşıp kollarımı etrafına doladım. Başım göğsündeki yerini aldı. Sarılışıma karşılık verirken iç çektiğini duydum.

''Özür dilemene gerek yok.''

''Üzgünüm.''

Yeniden söylediğimde sustu. Yorgundum. Nefes almaya bile halim yok gibiydi hatta. Biraz enerjim olsa ondan defalarca kez özür dilerdim. Defalarca kez üzgün olduğumu söyler belki biraz ağlardım. Ama dediğim gibi. Halim yoktu işte. Üstelik yeniden ağlayabilecek gibi de hissetmiyordum.

''Senin suçun değil. Her şeyi bilip yanına gelen benim. Kendine bunu yapmayı bırak artık.''

Gözlerimi sıkıca kapadım. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir süre kendi sessizliğimize gömüldük.

''Seni seviyorum.''

Söylediği şey benim için fazlasıyla beklenmedikti. Başımı kaldırıp ona alttan bir bakış attım. Yüzünü eğip bana baktı.

''Seni seviyorum.''

Gözlerimin içine bakıp yeniden tekrarlamasıyla nefesim tekledi. Dudaklarım aralandı ama konuşmadım. Bu fazlasıyla özeldi. Benim için öyleydi. Bana bunu gözlerimin tam içine bakıp bu denli hissederek söylediği ilk seferdi çünkü. Onu bu denli hissettiğim ilk seferdi.

Bu yüzdendi belki. Başka zaman cesaret edemeyeceğimden emin olup o an her şeyi boş vererek dudaklarına uzanmama neden olan şey buydu belki de. Umurumda değildi. Dudaklarımın arasına aldığım sıcak dolgun dudaklar ve belime kayan eli bana başka hiçbir şeyi düşündürecek zamanı bırakmamıştı çünkü.

Öpüşüme karşılık vermesi birkaç saniyesini aldı. Onu hazırlıksız yakalamış olmalıydım. Benim gibi o da benden bunu beklemiyor olacak ki kısa süreli bir tereddüt yaşadı. Ardından dudaklarımdaki dudakları hareket etti. Tutuşu sıkılaştı. Jongin beni öpüyordu. Jongin beni hissettiği tüm o tutkuyla öpüyordu hatta. Öyle ki artan kalp atışlarıma bir de yanmaya başlayan yanaklarım eşlik ediyordu.

''Seni seviyorum.''

Dudaklarımız arasına milimler bıraktığımız ilk seferde söyledim. Neredeyse nefes nefeseydim. Hızlıca söylediğim için beni tam anlamıyla anlayıp anlamadığından bile emin değildim. Ama oğlanın yeniden dudaklarımı bulan dudakları iki yana kıvrılmıştı bile. Ellerimden biri saçlarına kaydı. Ensesindeki tutamları çekiştirdim. Bedeni bir an sonra tamamen üzerimdeydi. Ağırlığını hissettiğim ilk an dudaklarımdan çıkan küçük iniltiyi engelleyemedim. Esmer alfa nefesimi tamamen kestiğinden emin olduğu an benden yavaşça uzaklaştı.

Wish You Were HereWhere stories live. Discover now