Hediye

4.9K 276 134
                                    

Umut dolu gözlerini, gözlerime dikti.

"Söyle bana, bir şansım daha var mı?"

Gözlerim hayretle açılmıştı. Benimle dalga geçiyor olmalıydı. Değil mi? Uzun bir süre tepki bile vermeden sadece gözlerine baktım. Fakat o çok ciddiydi. Ah, Erik her zaman ciddiydi zaten. Gülmeye başladım. Dudaklarımı ısırıp kıkırtımı bastırmaya çalışıyordum ama sinirlerim boşalmıştı. Deli gibi gülmeye başladım. O da şaşkın bir halde bakmaya başlamıştı yüzüme. Biraz da kırgındı bakışları.

"Sen, ciddi misin?" dedim gülmemi bastırmaya çalışırken. Gözlerindeki kırgın ifade daha da belirginleşti. Başını evet der gibi sallamakla yetindi. O an gülme isteğim kaybolmuş yerini öfkeye bırakmıştı. Sinirli bir soluk aldım.

"Bizim aramızda bir şey yok Erik." dedim ağır ağır. Sözlerim yumruk yemiş gibi bir ifade oluşmasına neden olmuştu yüzünde. "Hiçbir zaman da olmadı. Neyin şansından bahsediyorsun anlamadım."

Onu kendi silahıyla vurmuştum. Bana hep söylediği kelimeleri ona söylemiştim. Benim canımı yaktığı gibi ben de onun canını yakmıştım.

"Aramızda bir şeyler olduğunu ikimiz de biliyoruz." dedi en sonunda zayıf bir sesle. Bir hah sesi çıkardım.

"Bunlar benim değil, senin sözlerin Erik. Şimdi karşıma geçmiş nasıl aramızda bir şeyler var dersin?"

"Hata yaptığımı biliyorum... Kabul ediyorum. Hatta bu yaptığım da yanlış. Ama seni sevmekten vazgeçemiyorum. Onunla görmeye de dayanamıyorum."

"O dediğin adam benim kocam!" Hırsla çıkmıştı sözler dudaklarımdan. "Benim için neler yaptı biliyor musun? Beni mutlu edebilmek için? Beni sevdiği için nelere katlandı hiçbir fikrin var mı? Anthony her zaman benim yanımda oldu! Her zaman elimi tuttu! Bir yalanla evlendiği halde beni sevmeye de devam etti, bana sadık kalmaya da. Beni bekledi. Benim onu sevmemi bekledi."

Başını eğmişti. Cevap vermeye gücü yok gibiydi. Ellerini yüzüne kapattığında ağladığını anlamıştım. İçim yansa da devam ettim. "Şimdi benden onu bırakıp sana gelmemi mi istiyorsun? Onu bırakabileceğimi mi sanıyorsun? Ben Anthony'i seviyorum Erik. Artık onsuz yapamam. Ben onunla mutluyum, huzurluyum. Onu bırakmak da istemiyorum, kaybetmek de." Erik'in omuzları sarsılmaya başlamıştı. Onu ne kadar yaraladığımı gördükçe zafer değil acıyla dolup taşıyordum. Hızla yanına gittim. Önüne oturdum, yüzündeki ellerini çekerek sıkıca tuttum.

"Azat ettin beni." diye hıçkırdım. Yaşlarla dolup taşan gözlerini gözlerime dikti. Gözyaşlarım sicim gibi akıyordu. "Azat ettin ve ben doğru kişiyi buldum. Doğru aşkı buldum. Ben de seni azat ediyorum Erik. Sen de doğru kişiyi bul. Doğru aşkı bul. Biz yanlışız. Biz asla olmadık, olmayacağız da. Kendini benim hayalimle kapatma dünyaya."

Başını salladı. "Özür dilerim." dedi bastırmaya çalıştığı sesiyle. Karşımda ağladığı için utanmıştı." Bazen kendimi tanıyamıyorum. Bazen hiç ummadığım şeyler yapıyorum. Bazen..."

"Çünkü yalnızsın Erik." Sözlerim bıçak darbesi almış gibi irkilmesine neden olmuştu. Ah, gözlerindeki acı öylesine katlanılmazdı ki. "Ariana'nın sevgisini kabul et. En başından beri senin için doğru kişi oydu. Bizimkisi sadece çocukluk sevdası."

Bakışlarındaki bir şey, onun için bu kadar basit bir sevda olmadığını anlatıyor gibiydi ama çok üstelemedim. Ellerimi çektim ve ayağa kalktım. Başını çevirdi, gözlerime bakamıyordu. Karanlık da olsa sıcak kahverengi gözlerinden akan yaşları görebiliyordum. Çaresizliğin, yalnızlığın ve hüznün gözyaşları. Ellerimle gözlerimdeki yaşları sildim.

Altın Prenses | Andarkan Serisi 3Where stories live. Discover now