💥༻6.Bölüm༺💥

16.6K 902 59
                                    

Beni  buradan takibe alabilirsiniz.

Birde oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Keyifli okumalar canlar ❤

🌸EV🌸

Bahçeden çıkıp arabaya giderken gözlerimi dört açmış etrafta nerede olduğumu anlayabileceğim bir tabela veya bir resim arıyordum. Biraz bile fikir verse yeterdi ama dağın başında bir evdeydik ve yeşilden başka bir şey yoktu.

Evden çıkmanın verdiği rahatlamanın ardından gelen bilinmezlik daha çok rahatsız etti. Adının Sinan olduğunu öğrendiğim dakikalar önce dini nikahlı kocam olan adamla nereye gittiğini bile bilmediğim bir arabaya binmeden önce olabildiğince oyalanıyordum.

Minik minik adımlarla ilerlerken etrafa bakıyor ve kaçış yolu arıyordum. Ucu bucağı görünmeyen ormanı gözüme kestirdiğimde Sinan arabaya yaslanıp kollarını bağlamış keyifle beni izliyordu. Ona baktığımda başını iki yana salladı.

"Aklından bile geçirme," dediğinde yutkunup başka tarafa baktım. Sürekli Fatih diye seslendiği çocuk en sonunda gelip sürücü koltuğuna geçtiğinde gittiğim yerde burayı arayacağım korkusu beni ele geçirdi. Daha arabaya binmeden boğulmaya başlamışken benim için kapıyı açtığında ciğerlerime son kez çekiyormuş gibi içime çektim havayı.

Yaz ayının ılık esintisi vücudumu yalayıp geçerken arabaya doğru yürüdüm ve bindim. Kapıyı kapattığında ellerimi kucağımda birleştirmiş bundan sonra olacakları düşünmemeye çalışarak kaçış planımın ayrıntılarını düşünmeye başladım.

O da arabaya bindiğinde en sonunda hareket etmiştik. Olabildiğince kapıya yakın otururken hemen yanımda beni saran kokusu tanıdıklığıyla geri gelmişti. Nerde duymuştum bu kokuyu ? Hatırlayabildiğim tek şey karanlıktı.

Tüm gece gözümü bile kırpmamış olarak oldukça iyi gidiyordum. Güneş yavaş yavaş tepede yerini alırken parlaklığı gözlerimi mayıştırıyordu. Ormanın derinliklerinde giderken ağaçların tepelerine konmuş kuşlar, ağaç kavuklarına yuva yapmış sincapları izliyordum.

Tabi ki izliyor gibi görünüyordum. Gözlerim huzurla geçip giden yeşilliğe dalmışken zihnimde kaos hâkimdi. Kurtulmanın bir yolunu arıyordu. Nikâh masasındaki itiraz eden çocuk ilk planımken onu ikinciye  plana attım. Yiğit bana yardım edebilirdi. Eğer bir yere gidiyorsak insanlar olmak zorundaydı öyle değil mi ? Bu da yardım isteyebileceğim anlamına geliyordu.

Arabanın camları filmlerle kaplıydı, insan dolu bir ortama girdiğimizde beni görebileceklerinden emin değildim. Çığlıklarım duyulur muydu peki ? Onlar beni durdurmadan yeterli gelir miydi yakarışlarım ?

Varacağımız yere kadar arabadan çıkmama izin vereceklerini sanmıyordum. Eğer yine dağ evi gibi bir yere gidiyorsak beni öldürüp gömseler kimsenin ruhu duymazdı. Bu yüzden nereye gidiyorsak oraya varmadan bir şeyler yapmalıydım. Kısa bir an kapıya baktım. Kilitlemiş miydi ? Şehre girersek eğer araba ne kadar hızlı olursa olsun atlardım, hiç sorun değildi. Ama eğer kilitli bir kapıyı zorlarsam elimdeki tek şansı kaybederdim.

Kahretsin, kilitleyip kilitlemediğini hatırlamıyordum !

Arabanın içine kısaca göz gezdirdiğimde gözlerini üzerimde yakaladım. Ne zamandır beni izliyordu ? Dikkatli gözleri üzerimdeyken oldukça rahatsız olsam da gözlerimi çekmedim. Sanki ruhumu okuyormuş gibi bakarken bense onun içinde hiçbir şey göremiyordum.

ᴀᴍɪʏᴀɴᴇ ᴍᴀꜱᴜᴍ🕊 (Kırık Kalpler Serisi 1, 2, 3)  Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon