💥༻11.Bölüm༺💥

14.1K 785 45
                                    


Keyifli okumalar canlar❤

🌸BİR BİLİNMEZLİK İÇİNDE🌸

Farkında olmadığım bedenimin esir düştüğü korku ve çaresizlik zayıf vücudumdan tüm kanı çekmiş ve midemi kilitlemişti. Deli gibi titrerken üşüyordum da. Fakat zihnim vücudumun bu sefil hâlini algılamayacak kadar sessizliğe gömülmüştü. Hiç bu kadar çaresiz ve zavallı olmamıştım. Az önce yaşananlar ne kadar güçsüz olduğumu yüzüme sanki tokat gibi çarpmıştı. Gözyaşlarım hislerimi anlatır gibi aktı kanı çekilmiş yanaklarımdan.

Bir yandan yırtılmış kıyafetlerimden görünen vücudumu örtmeye çalışırken diğer elimle yatağın üzerindeki örtüye sarınarak odadan koşar adım çıktım. Fikrini değiştirip geri gelirse ne yapardım ?!

Kaldığım odaya girdiğimde kapının üzerinde anahtar olmadığı için üzerimdeki örtüyü kenara atıp hızlıca yatağın kenarındaki şifonyeri kapının arkasına çektim. Deli gibi titreyen ellerimin ve bacaklarımın bana pek bir yardımı dokunmasa da odanın içinde küçük büyük ne varsa kapının arkasına dizmiştim.

Canavarı sonsuza dek uzak tutmaya yeter miydi ?

En sonunda nefes nefese yere çöktüğümde korkuyla kollarımı kendime sardım. Kimsenin giremeyeceği kadar sıkı sıkıya top gibi olup yüzümü gömdüm dizlerime. Korkunun hemen ardından gelen utanç ve küçük düşmüşlük gözyaşlarımı ve sinir krizimi de beraberinde getirmişti.

Nefes sıklığım artarken dilim damağım kuruyor, kalbim göğsümden fırlamak için savaş veriyordu. Durmadan akan göz yaşlarım görüş alanımı bulanıklaştırırken uyuşan bacaklarıma aldırmayıp ayağıyla kalktım. Banyoya girdiğimde göz göze geldiğim yabancı kız nefesimi kesmişti.

Korkudan dudakları titriyor, yırtılmış kıyafetlerinin altında boğuşma yüzünden kızarmış vücudu ve korkuyla büyümüş göz bebekleriyle çaresizce bakıyordu.

Göz bebeklerim boynumdaki kızarıklıklarda gezindi. Bu saçmalığa daha fazla katlanamazdım. Boynuma geçirdikleri halatla istedikleri gibi benimle oyun  oynuyorlardı. Ne ölmeme izin veriyor ne de yaşamama izin veriyordu. Işığı sönmüş bakışlarım ayaklarıma ardından dev küvete kaydı.

Su temizler miydi canavarın izlerini ?

Banyo kapısını kilitleyip küvetin dolması için suyu açtım. Küvet dolmaya başladığında zihnimden her şeyi uzaklaştırdım, annemi bile. Soğuk su vücudumu elektrik misali çarptığında kısa bir an nefessiz kalmıştım. İçine girip oturduğumda kollarımı yine etrafıma doladım. Bacağımdaki alçının ıslanıp ıslanmaması umurumda bile değildi.

Dakikaların sonunda küvet çoktan dolmuş, kimsenin durdurmaya gücü yetmediği su taşarak fayanslara akmaya başlamıştı. Suyun bu özgürlüğünü kıskanmıştım. Kırık alçının içine sıkıştırdığım ayna parçasını çıkarttığımda kendime baktım bir kez daha.
Belki de birkaç derin kesik her şeye son vermeme yeterdi. Yaşamak, ölmekten daha zordu bu şekilde.

Kalbimizin atmayı durdurduğu an, doktorların kesin olarak ölümün gerçekleştiğine inandıkları andır. Kalp durduğu andan itibaren vücudun geri kalan kısımları da çalışmayı durdurur. Elimi kaldırıp kalbime koyduğumda yaşamak için atan o küçük çırpıntı avcuma hızla vuruyordu kendini. Elimdeki ayna parçasını kenara attım. Daha fazla kollarımın gücünün yetmediği küvetin kenarlarını da bıraktım aynı zamanda. Vücudum buz gibi suyla bütün olduğunda elektrik çarpmışçasına titresem de vücudumdaki her bir noktayı uyuşturan su kalbime de dinginlik getirmişti sonunda.

ᴀᴍɪʏᴀɴᴇ ᴍᴀꜱᴜᴍ🕊 (Kırık Kalpler Serisi 1, 2, 3)  Where stories live. Discover now