7

1.8K 134 45
                                    

Jungkook

Başka bir odadan gelen telefon zil sesiyle ikimizde kapıya doğru baktık. Bir dakika bu benim telefonumun sesiydi. Tekrar Yoongi’ye bakıp kaşlarımı çattım. Artık almalıydım telefonumu değil mi?

“Bu benim telefonum!”

“Evet bekle getiriyorum”

İçeri elinde çalmayı bırakmış telefonumla geri döndü. Ama ekrana bakarak ve kaşları çatık bir şekilde geliyordu. Telefonu bana uzattı.

“My everything diye kaydettiğin kişi kim?”

“Seni ilgilendirmiyor hem telefonumu karıştırmadın değil mi?”

“Aslında duşa girmeden önce baktım biraz ama mesajlara girmedim.”

“Oh rahatladım. Hey az önceki soruma cevap vermedin”

“Hangi sorudan bahse-“

Bu seferde kapı çaldığı için sözüne tam girememişti. Kapıyı açmaya gitti bende arkasından. Kapıyı açar açmaz bir kız üstüne atlayıp boynuna sarıldı.

“OPPA~ seni çok özledim sen özlemedin mi hiç~”

“Da Eun? Şaşırttın beni deli kız. Hoş geldin.”

“Oppa bu kim?”

“O mu? Aaa... iş yerinden stajyer telefonlar karıştı almaya gelmiş”

“Anladım oppa. Merhaba ben Da Eun senin ismin ne oppa?”

“Jungkook. Bana oppa demene gerek yok pek yaş farkı varmış gibi görünmüyor.”

“Memnun oldum oppa. Kaçlısın? Bem 97’li.”

“Ben de 97’liyim. Aynı yaştayız. Oppa demene gerek yok yani.”

“Olsun oppa ben yine de diyeceğim. Yoongi oppa eşyalarımı yerleştirmeye gidiyorum. Görüşürüz Jungkook oppa~”

“Hı hı sana da”

Beni duymazlıktan gelip bir odaya girip kapısını kapattı. Yoongi’ye döndüm. Hala Da Eun’un girdiği odanın kapısına bakarak sırıtıyordu. Sevgilisi falandı herhalde. Her neyse beni ilgilendirmiyordu.

“Soruma cevap verde gideyim artık.”

“Ha? Ne? Ha evet evet şey o senin doğum günün değil. Da Eun’un doğum günü. Galiba o da 97’li diye kendinin ki sandın. Bu arada şifremi nereden öğrendin?

“Anladım. Üzgünüm üstüne geldim o kadar. Kimden öğrendiğimi söyleyemem çünkü kendisine söz verdim. Neyse ben gidiyim. Sevgilinle vakit geçir sen. Yarın mesaide görüşürüz Yoongi.“

Bir şey demesine fırsat vermeden kapıdan çıktım. O kız cidden sevgilisi miydi yani? O zaman bana neden öyle yakınlaştı? Ne olduysa oldu. Sonuçta kız arkadaşı var. Mesafemize o dikkat etmiyorsa ben ederim.

Bu arada beni arayan My everything’im tekrar arayınca açtım.

“Anne~ nasılsın?”

“İyiyim tatlım asıl sen nasılsın? İlk aradığımda neden açmadın? Endişelendirdin beni.”

“Üzgünüm sultanım. Kendimi size nasıl affettirebilirim?”

“Hmm bir düşüneyim. Mesela beni ziyarete gelebilirsin. Unuttun gittin beni.”

“Annemm olur mu öyle şey hafta sonu gelicem yanına söz bak.”

“İyi tamam tamam. Gelirken iş yerinden patronunu da getir. İki çift lafım var ona. İtiraz istemiyorum. Anladın mı beni hmm?

“Ne? Anne patronum ne alaka? Tanımıyorsun bile adamı.”

“Biraz araştırdım internetten. Ayrıca etraftakilere de sordum soğuk ve katı biriymiş. Sana öyle davranmasına müsade edemem. İtiraz istemediğimi dile getirmiştim.”

Annem anlatmaya devam ederken kendi evime ulaşmış evin içine girmiştim. Annem bu kadar ısrarcıysa çağırmak zorundaydım. Annemin huyunu bilen bu kadar üstelemezdi bile.

“Tamam annecim. Sen istiyorsan zorlada olsa getiririm.“

“Aferin kurabiyeme benim. Hadi kapat şimdi işim var. Dikkat et kendine.”

“Tamamdır. Sen de dikkat et. Öptüm~”

Telefonu kapattıktan sonra bir duşa girdim. Ardından bir şeyler atıştırıp yatağa uzandım. Hafta sonuna yarınla beraber iki gün kalmıştı. Nasıl davet edeceğim ki? ‘Annem seni araştırmış yemeğe çağırıyor. İki çift lafı varmış’ mı diyeceğim?

Hadi jungkook bunun da üstesinden gelirsin sen şimdi yarın yüzün kaymış bir şekilde uyanmak istemiyorsan uyu ve düşünmeyi kes.

Psychologists/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin