26

1.2K 102 5
                                    

Yoongi

Sabah bana iyicene sokulmuş bir Jungkook yüzünden uyandım. Ya ama ben bu hallerine dayanamıyorum bunun. Dudakları büzmüş öyle uyuyordu. Dudaklarına çok hafif bir öpücük koyup geri çekildim.

O uyanmadan kalktım. Duşa girmeyi planlıyordum. Havlumu omzuma atıp banyoya girdim. Umarım Jungkook uyanmazdı çünkü kıyafetlerimi yanıma almayı unutmuştum.

Eğer uyanır da beni sadece belimde havluyla görürse dilinden kurtulamazdım.

Jungkook

Yanımdan boşluk ve soğukluk hissi gelmesiyle uyandım. Başım çok fena ağrıyordu. Dün gece yaşananlar yavaşça hafızama yer edinirken gözlerimi odada gezdirdim.

Yoongi odada yoktu ama yatağın ucunda kıyafetleri duruyordu. Kapı açılınca bakışlarımı oraya yönlendirdim. Tanrım bu adam neyin peşindeydi?

Sadece taa kasıklarından sarılmış bir havlu vardı ve başka bir havluylada ıslak saçlarının suyunu alıyordu. Ben ona ağzım açık bakarken, o benim uyandığımı fark etmemişti daha.

Sessiz ve yavaşça tekrar uzanıp uyuma numarası yaptım. Ama gözlerimi hafif açmış onu izliyordum. Ehehehe.

“Uyanmamana sevindim Jungkook. Her ne kadar uyurken melek gibi görünsen de çenen çekilmez oluyor bebeğim.”

Gülmemek için kendimle savaşırken havlu belindeyken siyah bir boxer giymişti. Ay utandım bir. Neyse havluyu çıkartıp yatağın üstünde ki siyah dar kotunu da giydi. Koyu gri gömleğini de kollarından geçirip iliklerken yanıma gelip yatağın kenarına oturdu. “Jungkook uyan hadi. Kahvaltıyı dışarıda yapalım.”

Sanki yeni uyanıyormuş gibi yavaşça gözlerimi açtım. Gülümseyerek bana bakıyordu ve saçları hala nemliydi. Oturur pozisyona geldim. Kollarımı açarak esnerken konuştum. “Ah duş mu aldın? Kahvaltı güzel olur ama benim de eve gidip duş almam lazım.”

Elini kaldırıp göz altımı okşamaya başladı. “Burada alabilirsin. Benim kıyafetlerimi giyersin.”

Aslında hala uykuluydum ve yavaşça yanağımı okşaması mayıştırıyordu. Yüzümü avuç içine yaslayıp durmasını sağladım ve ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi açtım.

“Tamam olur. O zaman bana bir havlu verde bir an önce yıkanıp çıkayım.”

Ayaklandığında ben de arkasından kalkıp onu takip ettim. Banyo dolabından havlu verdiğin de hızlıca yanağımdan öpüp banyodan çıkıp kaçtı. Arkasından bakıp güldüm.

~♥~

Han Nehrinin yanında ki bir kafeye gelmiştik. Nehre en yakın masaya oturup siparişlerimizi verdik ve manzarayı izlemeye başladık.

Bana baktığını fark edip ona döndüm. “Bir şey mi oldu?”

“Hayır sana bakmam için bir şey olması mı lazım?”

“Ya hayır. Yoongi beni yanlış anlayıp duruyorsun.”

Omuz silkip üstümdekileri süzdü. “Off benim kıyafetlerim üzerindeyken bir şey de diyemiyorum şimdi. İçim bir hoş oluyor.”

Gülerek söylediği şeylere bende gülmüştüm. Siparişlerimiz geldiğinde önümüze konulan tabakları süzmeye başladım.

Boş servis tabağıma bir şeyler konulduğunda dikkatimi koyana -yani Yoongi’ye- verdim. Benimle ilgilenmesi çok hoş hissettiriyordu. Ben de onun tabağına salam koydum.

Gülünce ona bakıp somurtum. “Ne var ben de senin tabağına koymak istedim.”

“Hayır hayır somurtma hemen. Çok tatlısın ona güldüm.”

Kızarmaya başladığımı hissettiğim de bir şey demeden önümdekileri yemeye başladım.

~♥~

Bugün cumartesiydi bu yüzden kahvaltımızı da yaptıktan sonra biraz yürüyelim dedik. Ormanlık alanda yürüyüş yapmak için bir yere gittik.

Öyle önüme bakmadan yürürken bir taşa basıp bileğimi burktum. Burkup düşerken de Yoongi’yi de çekip düşürmüştüm birde. Neyse bu kısımları atlıyorum.

Eh durum böyle olunca da acıyan bileğime basamadığım için Yoongi beni kucağına alıp arabaya taşıdı. Oradan da hastaneye.

Doktor çok ciddi olmadığını ve yine de birkaç gün üstüne basmamam gerektiğini söyleyip bir krem yazdı. Off bir de bununla uğraşacaktım.

Sabah-akşam sürmem gereken kremi almış ve şu an olduğumuz yere yani yine Yoongi’nin evine gelmiştik. Bu arada o salak kuzeni birkaç gün önce gitmiş.

Rahat etmem için başımda pervane gibi dönen Yoongi ayağımın altına yastık koyduktan sonra mutfağa gitti. Elinde dumanı tüten sütle en sevdiğim damla çikolatalı kurabiye getirdi.
Heyecanla yerimde kıpırdanırken yanımda ki sehpahaya koyup uzattığım ayağımın yanına oturdu. Kurabiyemi süte banarken bileğimde hissettiğim soğukla tısladım.

Akşam olmuştu ve doktorun verdiği kremi sürüyordu. Kremin soğukluğu gidince yeme işime geri döndüm. Bu arada Yoongi bileğim iyileşene kadar burada kalacağımı sert bir şekilde söyleyip cevap hakkı vermeden evimden birkaç parça eşyamı getireceğini söyledi.

Aslında bileğimin sızlaması dışında keyfim gayet yerinde. Sonuçta benimle deli gibi ilgilenen bir bey var.

Psychologists/Yoonkook ✔Where stories live. Discover now