33

937 86 1
                                    

Jungkooj

Avm’ye geldiğimiz de direkt yemek katına çıktık. Siparişlerimizi verip bir masaya oturduğumuzda ona döndüm. “Ben lavaboya gidip geliyorum.”

Gülümseyip kafasını salladı. Bir kabine girip işimi hallettikten sonra ellerimi yıkamaya başladım. O sırada kapı açıldı. İstemsizce kimin geldiğine bakmak için başımı kaldırdığım da Zhao olduğunu gördüm.

İçime bir korku düşse de belli etmeyip ellerimi kurulamak için peçete kopardım.

“Jungkook selam vermeyecek misin?”

Doğru aslında bir zarar vermemişti bana ve ön yargım yüzünden kaba davranıyordum. Ama ne yapabilirim içimdeki o kötü his hala gitmedi.

Arkamı dönüp küçük bir tebessüm ettim. “Kusura bakma aklım başka bir yerde. Nasılsın?”

Gülümseyip birkaç adım atıp yaklaştı gittikçe daha çok gerilmeye ve korkmaya başlıyordum.

“İyiyim Jungkook, sen nasılsın?”

“Ben de iyiyim. Neyse gitmem gerek sevgilim bekliyor. Bir daha ki seansta görüşmek üzere.”

Yanından geçip gidecekken kolumdan tutup durdurdu. “Ne bu acele, beklesin biraz sohbet ediyorduk ne güzel.”

Hızla kolumu çekip geri geri kapıya doğru yürüdüm. “”B-başka bir zaman konuşuruz. Gidiyorum şimdi.”

Üstüme yürümeye başladığında arkamı dönüp kapıyı açıcakken beyaz bir bezi burnuma tutup belimden kavradı.

Nefesimi tutup bayılmış numarası yaptım ama bez hala burnumdaydı ve nefesimi tutacak gücüm kalmadı.

Bilincim kapanmadan önce duyduğum son şey onun pis sesi oldu. “Senin gibi bir güzelliği bulmuşken kaybetmeye hiç niyetim yok.”

Yoongi

Jungkook’un tuvalete gideli 15 dakika geçmişti. Siparişler bile hazır olmuştu ve ben hala masada onu bekliyordum.

Artık endişelenmeye başladığım için ayaklanıp hızla lavaboya yürüdüm. İçeri girip kabinlerin içine bakmıştım ama yoktu.

Masaya dönüp cebinden telefonumu çıkartıp Jungkook’u aradım. İlk başta çalmaya başladı ama sonradan meşgule attı. Tekrar aradığımda kullanıcı meşgul diyordu. Neredeydi bu Tanrı aşkına?

~♥~

Çalışanlardan birinin yardımıyla AVM’nin genel müdürüyle konuşup durumu açıkladım. İlk başta kâle almayı sadece ekildiğimi düşündüğünü söylemişti ama ısrarlarım üzerine kameralardan bakmama izin vermişti.

Kamera kayıt odasına vardığımızda hangi katta ve nerede olduğumuzu tarif ettim. Görevli yeri ve zamanı bulup ayarladı.

Müdür, görevli ve ben merakla ekrana bakıyorduk. Jungkook tuvalete girdikten yaklaşık iki dakika sonra Zhao girmiş ve kucağında baygın bir şekilde yatan Jungkook’la çıkmıştı.

“Siktir.” Ettiğim küfürle iki kafa da bana doğru döndüğünde onlara baktım. Ne diyeceklerini bilemez bir şekilde bana bakıyordu. Müdüre bakarak konuştum. “Tanrı aşkına bu nasıl güvenlik sistemi, sizi kesinlikle bu meseleden sonra şikayet edeceğim!”

Bir şey demesini beklemeden odadan çıktım ve arabaya doğru ilerledim. Bebeğimi nereye kaçırdığını veya nerede sakladığını bilmiyordum. Arabaya binip direkt en yakın polis merkezine sürmeye başladım.

Psychologists/Yoonkook ✔Where stories live. Discover now