32

972 90 6
                                    

Yoongi

Zhao gittikten sonra Jungkook derin bir nefes verip arkasına yaslandı. O buradayken onun bu kadar gerildiğini anlamamak için aptal olmak gerekti.

Ona döndüm ve saçlarını karıştırdım. "Neden bu kadar streslendiğini sorabilir miyim bebeğim?"

Mızmızlandı ve mimikler kullanarak abartılı bir şekilde anlatmaya başladı. "Gözleri hep bendeydi! Fark etmedin mi? Cidden korkutucu. "

Güldüm. "İlk defa böyle birine denk geldiğin için yanlış anlamış olabilirsin."

Offladı ve kollarını bağladı. Benim kıyafetlerimin içinde acayip seksi olmuştu. Ee bir de kollarını bağlamış dudaklarını kemirirken ayrı bir acayip olmuştu.

Göz göze geldiğimiz zaman gülmüştü. "Ne oldu? Yiyecek gibi bakıyorsun."

Omuz silktim ve onun gibi kollarımı bağladım. "Karşımda böyle dururken sana bakmadan edemiyorum."

Ayaklandı ve ellerimden tutup beni de kaldırdı. "Kafeteryaya gidelim mi?"

Kızarmış yanaklarını görünce konuyu değiştirdiğini anlamıştım. Sevimliliğine karşı gülerek konuştum. "İyi, gidelim bakalım."

Kafeteryaya geldiğimizde istediklerimizi alıp Jimin ve Taehyung'un oturduğu masaya oturduk.

Dalgayla konuştum. "Jimin bakıyorumda cidden düşündüğümden de çok meşgulmüşsün."

Mızmızlanarak cevap verdi. "Haklısın, bu uzaylıyla 1 saattir naneli çikolatayı tartışıyoruz "

Güldük ve beraber sohbet etmeye başladık.

~♥~

Saat 5 olmuştu. İşimizi erkenden bitirdiğimiz için erkenden çıkıyorduk. Jungkook krem rengi şişme montunu giyip babasını bekleyen çocuk gibi benim hazırlanmamı bekliyordu.

Siyah paltomu giyip yanına gittim ve elimi beline atıp kendime çektim. "Hazır erken çıkmışken bir yerlere mi gitsek güzelim?"

Yanakları kızarmıştı. "Nereye gideceğiz?"

Burunlarımızı sürttüm. "Nereye gitmek istersin?"

Gülümsedi. "Önce güzel bir hamburger yiyelim sonrasına bakarız."

Güldüm ve dudaklarına bir buse bıraktım. Elini tuttum ve odadan çıktık. Asansöre bindikten sonra çıkışa geldik. Dışarı çıktığımızda Jungkook'un kahve saçları uçuşup benim kömür saçlarımla karışmıştı.

Yüzümdeki aptal sırıtma devam ederken konuştum. "Jungkook ne kadar da güzelsin."

Kızarmış yanaklarıyla birden durmuştu ve benimde durmama neden olmuştu. Anlamayarak ona döndüm ve şaşkınlıkla baktım. Bana birkaç adım atıp yaklaştı ve beklemediğin bir şekilde yakalarımdan tutup dudaklarımızı birleştirdi. Başta afallasam da sonradan kendime gelip ona karşılık verdim. Kollarımı beline sardım ve onu daha da kendime çekip iştahla onu öpmeye başladım. Elleriyle yanaklarımı kavradı. Şehvetle süren öpüşmemizi nefessiz kaldığımızda ayırmak zorunda kalmıştık. Bana alnını yaslayıp kollarını boynuma doladı. Kızarmış haline gülümseyip pembeleşmiş yanaklarına öpücük bıraktım.

Kıkırdadı. "Yoongi, beni utandırıyorsun."

Dediği şeye güldüm ve elinden kavrayıp arabaya bindik.

Psychologists/Yoonkook ✔Where stories live. Discover now