Kİ 35.BÖLÜM

4.6K 317 154
                                    

"Kurtaracağız."
Multi: Çiçek Kızıım 🌸

ALP'TEN DEVAM

Güneşin gözüme işkence etmesiyle daha bir saat kapamadığım gözlerimi açtım. Gece hiç uyumamamış bir dakika bile gözlerimi yumamamıştım. Aselsizlik iliklerime kadar işlenmişti. Çok ama çok özlemiştim şimdiden. Ama abim dediklerinde haklıydı. Kendimizi kızımız için toparlamalıydık.

Önce kendimizi, sonrada seni kurtaracağız güzelim.

Daha fazla oyalanmadan kalkıp odamın içindeki banyoya girdim. Dağılmış saçlarımı elimle biraz daha dağıttım. Banyodan çıkıp direk dolabımın karşına geçtim. Teker teker elbiselere elimi atarken elime denk gelen tişörtle gözlerimi yumdum.

Flashback

Tavana karşı düşencelerimi tartıp biçerken odamın kapısı açıldı. Gözlerimi tavandan ayırıp gelene baktım,asel'im gelmişti.Ellerini arkasın da birleştirmişti. "Amanda aman yakışıklı beyimiz ne yapıyomuşş?" diye şirince konuşan asele hayran gözlerimle baktım. Asel benim hayatımdaki tek kadındı. Ve en değerli kadındı. Çoğu kimsee asele verdiğimiz değeri aşırı buluyor, ama biz ona hala az değer verdiğimizi düşünüyoruz. Aselin bizim hayatımıza katıkları az buz değildi. O bizi hayata bağlıyordu.

Düşüncelerimden kurtulup," Gelsene güzelim." dediğim de gözleriyle odayı tarayıp" Yok alpim sadece sana bunu vermeye geldim. " dediğin de gülümseyip arkasındaki siyah ambalaja sarılmış paketi kucağıma koyup kafamın üstünde ufak bi öpcük kondurdu. " Sakın açma tamam mı. Ben çıkınca açarsın. Umarım beğenirsin yakışıklı. " diyip koşarak odadan çıktı.

Kucağımdaki hediye paketini dikkatle açarken içinden çıkan tişörtle ağzım kulaklarıma vardı. Simsiyah bir tişörtü sadece sağüst köşede 5 tane yıldız vardı. Bizi temsil eden.

Daldığım düşünceler gülümsememe yol açtı. Bir gözümden damla aşağıya doğru düşerken kazağı içime sokmak istercesine sarıldım. Hiç kıyamamıştım giymeye ama bugün giyecektim. O gün o hediyeden hepimize almıştı. Sadece farklı farklı renklerdeyedi. Direk tişörtü çıplak bedenime giyerken altıma siyah pantolonu çektim. Üstüme kot çeketimi de giyerken saçlarımı yeniden dağıttım.

Daha fazla oyalanmadan aşağıya indim. Çağan kahvaltı için tost yaparken poyrazda ona yardım ediyordu. Efo yine bahçedeydi. Bizimkilere günaydın diyip bahçeye adımladım. Efo bacaklarını kendine doğru çekmiş sesizce konuşuyordu.

Direk yanına oturdum. Kafasını kaldırıp yaşlı gözlerle bana baktı. Gözlerimi yumup kafasını kendime çekip sarıldım. " Dayan kardeşim. Kızımızı kurtaracağız. " dediğim de kafasını salayıp burnunu çekti. " Ulan kaç yaşına geldin hala sümüğünü üstümde siliyorsun. " dediğimde kahkaha attı. Bende onun gülüşüne kahkaha atarken havuzun arkasındaki ağaçtaki gölge gözüme çarptı. Gözlerimi kısıp oraya bakarken gölge hemen yok oldu. Göz yanılmasıydı heralde.

Kahvaltımızı yapmış şuan da şöför koltuğuna oturduğum arabayla okula gidiyorduk. Her zaman arabamızın içindeki sesti asel. Şuan onsuz okulda napacağız bilmiyorum. Okula yaklaşınca hızlıca içeriye girip arabayı park ettim. Poyraz kısık bir sesle " Haydi bismillah. " dediğinde kafamla onayladım onu. Bahçedeki çoğunun gözü bizden tarafa dönerken hepsi şaşkınca bize bakıyordu. Haklıydılar asel yoktu yanımızda. Bende çok şaşkındım. Kimseyle göz temasına girmeden direk içeriye girerken önümüzde duran çiçek ve adarla durmak zorunda kaldık.

Şu lavuk adardan hiç hoşlanmıyordum. Asele çok yakın davranıyordu ve ona olan ilgisinin farkındaydık hepimiz. Asel için sesimizi çıkarmıyorduk. Çiçek gözlerini çağanın gözlerine dikmiş bakarken çağan ona bakmıyordu. Çiçek diyince aklıma gelen anıyla gülümsedim. Daha kaç gün önce hüngür hüngür bize ağlayıp sarılan kız şuan da demir parmaklıklara sarılıyor. Adara dönüp kafamı saladım ne var anlamında. Boğazını temizleyip," Aslında biz aseli merak ettik. Görüşe filan gitiniz mi? Nasılsınız merak ettik soralım dedik. " dediğin de yanımdaki çağana bakıp bayık gözlerle " Sen anlatır mısın kardeşim. Aseli göremediğimizi, sikik izinlerin izin vermediğini, kaç saattir onsuz perişan olduğumuzu, daha ne kadar böyle süreceğini bilmediğimizi, elimizden hiçbir şeyin gelmediğini sen anlatır mısın canım kardeşim. " diyip daha fazla orda kalamayıp adara çarparak içeriye doğru adımlarımı atmaya devam ettim. Kafamı kaldırınca az ötede kollarını birleştirmiş kanlanmış gözlerle bizi dinleyen rüzgar hocayla şaşırmıştım. O gün adliyeye de gelmişti aselden sonra hıçkırarak ağlamıştı. Ona olan şüphem gitgide artıyordu. Rüzgar hocanın kim olduğunu bilmiyorum, ama içimden bir ses rüzgar hocanın aseli kurtaracağını söylüyordu.

Kızımız İçinWhere stories live. Discover now