Kİ 47.BÖLÜM

3.5K 288 300
                                    

Multi: Kuralkız asel..

Multi: Bölüm şarkımız,
İbrahim tatlıses: Mutlu ol yeter

ASEL'DEN,

Aryanın saçmalamasını daha fazla dinlemek adına yastığı tam yüzüne bastıracakken gelen hamleyi ve kişiyi hesaba katmamıştım. Arkamda boyunuma dolanan kol ve belimin köşesine dayanan silahın namlusu ile sırıttım. Allah kahretsin ki bilinmeyen şerefsizini kaldırmıştık.

Karşımdaki yanmış yüzü ve nefesizlikten morarmış boynu ile zorlanarak yerinden kalkan arya ile sırıtmam genişledi. Aynanın karşısına geçip yüzüne baktı, kahkaha attığım da hızla yanıma geldi ellini kaldırınca kafamı arazın göğsüne yapıştırdım ve tokatı arazın yemesini sağladım.

Peki bu sırada araz neden kasılmıştı?

İkisi de birbirine kızgın boğa gibi bakarken gülmeye devam ettim. "Arya kendine gel! Şuan yüzünle ilgilenecek vaktimiz yok. Aselciğimiz gelmiş bi hoşgeldin diyemedik daha. " sona doğru ses tonu daha keyifli çıkmıştı. Ardından arya kahkaha atmış ve kulağımın hakkı rahmetine kavuşmasını sağlamıştı.

Sıkılaştırdığı iplere son kez düğüm attıp karşıma geçip eserine gururlu bir bakış atmıştı. Sırıttarak onu izliyordum. Beni bir sandalyeye bağlamışlardı. Arya karşımda zevkle beni izliyordu, araz ise telefonu ile saçma konuşmalar yapıyordu.

Bir kaç küçük adımda yanıma gelen arya saçımdan tutup eğmişti kafamı dişlerimi sıktım."Sana ne demiştim? Bizim çöplük seninkine benzemez dedim ama görüyorum ki sende anlama proglemi var, merak etme bunu beraber çözeceğiz." keyifli ses tonunla karşın bende sırıttım. Onlara malzeme vermek gibi bir amacım yoktu,"Anlamam gereken şeyleri anlıyorum ben aryacım, yani bu şey biz üçümüz arasında gerçeklişiyor. Ben,keyifim ve de kahyası.. " sinirle dişlerini sıkıp araza dönmüş ve bir kaç cümle kurup arkasını dönerek arazla beraber odadan çıktılar daha doğrusu bodrumdan.

Beni bağladıkları yer evlerinin içinde bulunan bodrumdu. Kapıyı da kapattıkları için içerisi karanlık olmuştu. Nefes seslerimden başka hiçbir ses yoktu. Geniş bir oda gibiydi. Sadece benim bağlandığım sandalye vardı. Mavili şimdiye uyanmış olmamıydı, merak edecekti ama yapacak birşey yoktu eninde sonunda bunu yapacaktım ve şimdi yapmıştım. Bana napacaklar hiçbir fikrim yoktu. Hala arazın neden bana düşman olduğunu kavrayamamıştım, ama aryanın bana vuracağı zaman kendimi ona yaslamıştım ve bedeninin kasılışı, boynumu tutan ellerinin titremesi bana birşeyler çağrıştırıyordu ama neyse...

Ellerimin uyuşması ile elimi düğüm olan yere doğru indirdim. Zorlanarak elimi ulaştırdığım da attığı düğümün gemici düğümünden farkı yoktu. Zorlanarak kolumu biraz daha aşağıya indirdim. Sıkışan iki parmağımı biraz daha teprettiğim de sıkıştığı için hızla çekmiştim ve çıkan sesle çığlık atmamak için dudağımı sıkıca dişledim. Galiba parmağımı kırmıştım. Acıyla gözümden akan yaşları kolumun yardımı ile sildim.

Ellerimi kurtarmıştım ama tepretemiyordum. Tam düğüme sol elimle ulaşmaya çalışırken kapı açılmıştı. Direk kendimi düz tutum. Işığın girmesi gözlerimi kısarken aryanın elinde tutuğu benzini ve yaktığı çakmağı gördüğüm de sırıttım beni yakacaklardı.

Arya bana bakıp,"Hadi yine iyisin tatlım, üşüme diye seni yakacağız. " sırıttıp kafamı saladım. Araz telefonu bana doğru tutup konuştu,"Bu güzel anımıza seninkilerin de şahitlik etmesini istedik, ve bingoo!" arazın sözleri ile kaşlarım çatılırken o telefonun ekranını sırıttarak bana doğru çevirmişti.

Bağırmıştım,"Saçmalama, bana istediginizi yapabilirsiniz ama onlara bulaşmak yok. " debelenerek araza karşı çıkmıştım. Sağ parmaklarımı daha sıkı bağlayan arya ile dişlerimi sıktım."Rahat dur ama aselcim,seninkiler seni böyle görürse ölür. " kahkaha attınca biraz daha debelendim.

Kızımız İçinOù les histoires vivent. Découvrez maintenant