4. BÖLÜM

2.7K 162 74
                                    

Her şeyin bir sorusu var, bilene.
Her şeyin bir cevabı var, anlamak isteyene...

💐💐💐💐💐

Hala şaşkın gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Kerem'in kolları hala Adel'in belindeydi, Adel'in de elleri hala Kerem'in omuzlarında. Birbirlerini görmeyi hiç beklemedikleri için çok fazla şaşkınlardı. Bu yüzden ikisi de farkında değillerdi. Ama bir şey daha vardı. İkisinin de kalpleri çok hızlı atıyordu hala... Deli gibi çarpıyordu...

Diğerleri de oldukça şaşkınlardı. Kim şaşırmazdı ki zaten? Hiç ummadıkları, hiç beklemedikleri bir zaman karşılaşmışlardı. Üstelik Adel'i aradıkları zaman içerisinde tek bir ize bile rastlamamışlardı ona dair. Ama şimdi?

Uzun, gerçekten uzun bir süre birbirlerine baktılar. Ama daha sonra ikisi de aynı anda kendilerine gelmeyi başardılar ve ellerini kendilerine çekerek bir adım uzaklaştılar birbirlerinden. Ama hala göz gözeydiler.

"Sen..." dedi Kerem şaşkın bir sesle. Adel ise gözlerini ondan kaçırdığı sırada gördüğü yüzle kaşlarını çattı hafifçe. Dikkatlice, gördüğü o kıza bakmaya başladı. O fotoğrafta ki kıza çok benzetmişti. Yüz hafızası çok iyiydi ve o kız olduğuna da emindi. Kerem'le ikisinin çekilmiş olduğu o fotoğrafta ki kız buydu. İnstagramda ikisinin fotoğrafını görmüştü. Emindi Adel, o kız karşısında gördüğü kızdı.

Genç kız uzun süre ona bakınca o da kendini tanıtma gereksinimi hissettiği için bir adım öne çıkıp konuşmaya başladı. Gülümseyerek ve içten bir şekilde, "merhaba, ben Defne. Kerem'in-" derken;

"Sevgilim."

Kerem'in, Defne'nin sözünü kesip birden devamını getirmesiyle birlikte herkes şaşırdı. Kimse böyle bir şey beklemiyordu Kerem'den. Adel Melek hariç tabi. Çünkü o zaten böyle sanıyordu. İnstagramda ikisinin samimi fotoğrafını gördüğünde anlamıştı. O yüzden de şaşırmamıştı. Ama hala kaşları da çatıktı.

Defne'de şaşkınlığını üzerinden atıp, tekrar konuşmak için ağzını açtı.

"Ben Kerem'in-" fakat Kerem birden onun sözünü kesti yine ve onun yanına yaklaşarak, "sevgilim Defne." dedi. Diğerleri şaşkınlık arası gülmemek için kendilerini zor tutarlarken, Defne ise, sürekli sözü yarıda kesildiği için artık sinirlenmeye başlamıştı. Ve bunun siniriyle, kaşlarını çatarak konuşabilmişti bu sefer.

"Kuzeniyim." aynı zamanda da sesi sinirli gibi çıkmıştı. Adel Melek ise işte bu sefer şaşırdı. Kuzeni miydi yani? O ise neler düşünmüştü. Defne ortada ki yanlış anlaşılmayı düzelttiğinde Kerem'de ona kaşları çatık bir şekilde bakmaya başladı. Neden doğruyu söylemişti ki şimdi? Sırası mıydı sanki?

Defne ise zaten görür görmez tanımıştı Adel'i. Bu yüzden de Kerem'in herşeyi mahvetmesine izin veremezdi. Tekrar karşılaşmışlardı sonuçta. Yeniden barışmak için bir fırsat olabilirdi bu. Eğer inatçılık yaparlarsa da, o zaman kendisi el atardı bu olaya. Büyük, ama güzel bir tesadüf; onları yeniden bir araya getirmişti işte. Bundan daha güzeli var mıydı? Olabilir miydi?

Şöyle bir dikkatlice baktı Adel'e. 'Gerçekten, fotoğraflardan daha güzelmiş' diye düşünmeden edemedi. Daha sonra da 'duru bir güzelliği var' diye mırıldandı kendi kendine. Ve kendi kendine sinsice sırıttı. Demin Kerem'in sürekli sözünü kesmesinin sinirini böyle çıkartabilirdi. Çünkü genç kız, sözünün kesilmesinden nefret ediyordu. Kerem'de, Adel'i karşısında görmenin şaşkınlığıyla bunu unutmuştu belli ki, ama olsun du. Yine de yapmaktan zarar gelmezdi dimi?

İNTİKAM MELEĞİ 2 Where stories live. Discover now