20. BÖLÜM

2K 117 83
                                    

Hayatının gidişatından sürekli şikâyet ederken, şunu aklından çıkarma. Direksiyondaki sensin!

🍀🍀🍀🍀🍀

Vildan Hanım, Adel'in annesi Derya'yla birlikte nişan hazırlıklarına devam ediyordu. Mehmet Bey'de, Adel'in babası Halit'le birlikte yer bakıyorlardı. Evde yapmamaya karar vermişlerdi. Aradıkları mekan ise çok büyükte olmayacaktı, çok küçükte.

Hiç bir şeyi Adel ve Kerem'e bırakmak istemiyorlardı çünkü. O yüzden hazırlıkları onlar yapıyorlardı. Zaten çocuklarının dersleri, sınavları falan oluyordu. Bir de bunlarla uğraşmalarını istemiyorlardı.

Bu nişan kararı ilk başta Vildan Hanım'dan çıkmıştı. İkisinin artık çok güzel bir beraberlikleri vardı ve buna da bir isim koyulma zamanı gelmişti. Bunun için de ilk nişan merasiminden başlanmalıydı. O başlarda hiç istememişti bu birlikteliği. Hep ayırmaya çalışmıştı, ayırmıştı onları. Fakat yine kopamamışlardı birbirlerinden. Vildan Hanım'da dahil, hiç kimse başaramamıştı o ikisini ayırmayı.

Zaten artık Vildan Hanım'da kabullenmişti Adel'i. Oğluyla birbirlerini ne kadar çok sevdiği de belli oluyordu. Çok az kalmıştı. Bütün her şey neredeyse bitmiş sayılırdı.

Diğer taraftan Adel ve diğerleri de son derslerinden çıkmışlardı. Ve arabalarına binerek sürmeye başladılar. Defne hariç ama. Çünkü onun bir tane dersi kalmıştı. Sıkıntılı bir şekilde dersliklere doğru yürümeye başladı. Koridora girdiğinde önüne birden Yusuf'un çıkmasıyla birlikte adımlarını durdurmak zorunda kaldı. Ardından göz devirerek ona baktığında sırıtarak genç kıza bakıyordu o da.

"Ne istiyorsun yine?" diye sordu bıkkın bir sesle.

"Ne istediğimi biliyorsun." derken de sırıtıyordu. Defne bu sefer gözlerini abartılı bir şekilde devirerek, "offf, git başımdan." diyerek yanından geçebilmek için sağa tarafa doğru kaydı. Fakat daha ilerleyemeden, Yusuf'ta o tarafa kayarak önünü kesti. Defne bu sefer de sol tarafa doğru kaydığında, Yusuf'un da aniden o tarafa kayarak yine önünü kesmesiyle artık dayanamayıp birden bağırdı.

"Yeter artık! Rahat bırak beni!"

Koridorda bazı kişiler onlara bakmaya başlamıştı genç kız öyle bağırınca. Ama o ne yapsındı? Yusuf resmen onun sabrını sınıyordu. Kalmayan sabrını...

Ona bağırdığı için öfkelenmişti genç adam. Sırıtmasını silerek anında Defne'nin kolunu sıkmaya başlarken aynı zamanda da bir duvar kenarına çekti hemen. Genç kız acı içinde yüzünü buruşturmaya başladığında, Araf'ın sinirli sesi duyuldu.

"Yine mi sen lan!"

Sesin geldiği yöne, yani Yusuf'un arka tarafına doğru baktıklarında kaşları çatıktı.

"Sen karışma!" dedi Yusuf sinirle. Genç adam hızlıca onlara yaklaşarak, Yusuf'un eliyle Defne'nin kolunu ayırdı hemen. Çok fazla sıkıyordu ve acıtıyordu. Araf'ta bunu fark etmişti genç kızın yüz ifadesi sayesinde.

"Ne demek karışma!" diyerek kendine doğru çekip sertçe kafa atmasıyla Yusuf acı içinde bağırarak geriye doğru sendeledi. Araf tekrar konuştu öfkeyle.

"Sen ne cüretle Defne'nin canını acıtırsın!" sonlara doğru sesi yükselmişti. Defne ise şu an, Yusuf'un acıttığı kolunu ovuyordu.

Bu sefer de Yusuf'un öfkeli sesi duyuldu.

"Asıl sen ne cüretle karışırsın! Ben sevgilisiyim Defne'nin, ya sen?!" Koridorda olan bazı kişiler de onlara bakıyorlardı hâlâ.

İNTİKAM MELEĞİ 2 Where stories live. Discover now