8. BÖLÜM

3K 177 83
                                    

MEDYA: Adel Melek Soylu = İNTİKAM MELEĞİ

😍😍😍

Bölüme geçmeden önce, son olayları hatırlamak adına, isterseniz bir önce ki bölümü okuyun. 💙💜

*****

Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzme. Sen kaldırabiliyorsan onlarda kaldırabilir.

🌻🌻🌻🌻🌻

Adel telefonun diğer ucundan duyduğu sese oldukça şaşkındı hala. Çünkü o ses, Vildan Hanım'a aitti. Evet evet, genç kız yanlış duymuyordu. O ses, gerçekten de onun sesinin ta kendisiydi.

Ama anlayamıyordu. Vildan Hanım'ın Kuzey'le ne işi olabilir ki? Ne planından bahsediliyordu? Yoksa, yoksa... Şaşkın gözlerle Kuzey'e bakmaya başladı. O ise tedirgince bakıyordu genç kıza.

Ama Adel, diğerlerinin bakışlarını üzerinde hissedince bu aklındakilerini sonra, yalnız başına düşünmeyi tercih edip telefonu kulağından çekip aramayı sonlandırdı. Ve sesini normal tutmaya çalışarak başını kaldırıp konuştu.

"Son aranan numarayı aradım ama telefon çaldı çaldı, açan olmadı."

Onlarda kafalarını aşağı yukarı sallayarak onaylamışlardı. Kuzey ise rahatlamıştı. Bir an gerçekten Vildan Hanım aramayı cevaplayacak sanmıştı çünkü. Ama iyiki de öyle bir şey olmamıştı. Ve haliyle çokta rahatlamıştı. Hira ve Murat'ta bunun işe yaramadığını düşünerek üzgün ve çaresizce önlerine dönmüşlerdi. Oysaki o kadar eminlerdi ki, o numaranın Vildan Hanım'a ait olduğundan.

Ama zaten öyleydi...

Kerem ise dikkatli bir şekilde sevdiğine bakıyordu. Yüzünde anlamlandırmaya çalıştığı bir bakış vardı Adel'in. Genç adam da bunu elbette farketmişti. O sevdiği kızın her bakışını, her yüzünün aldığı ifadeyi, her mimiğini bilirdi çünkü. Ve bunu da anlamıştı. Ama tek, genç kıza dikkatli bir şekilde bakan o değildi. Onunla beraber Defne'de, Adel Melek'in o yüz ifadesini anlamaktan veya fark etmekten ziyade biliyordu o aramanın cevaplandığını. Çünkü tam yanındaydı ve duymuştu o sesi. İkisi çok yakındı birbirine. Defne genç kızın tam yanındaydı. Dolayısıyla da o aramanın cevaplandığını, karşı tarafın sesini duymasıyla anlamıştı. Yengesinin sesiydi o ses...

Bunların ne anlama geldiğini o da çok merek ediyordu. Düşünüyordu Adel Melek gibi. Bir anlam çıkarmaya çalışıyordu bunlardan. Ama bir türlü çıkmıyordu o anlam... Fakat çıkaracaktı. Yarın ilk işi, aklında ki soruların cevaplarını verebilecek asıl kişinin yanına gitmek olacaktı. Bunun başka bir yolu, başka bir çözümü yoktu. Aklına en iyi çözüm olarak sadece bu gelmişti.

Bir süre sonra Murat'ın isteğiyle oyunu sonlandırdılar. Ve erkekler koltuklara otururken kızlar da mutfağa gittiler atıştırmalık bir şeyler hazırlamak için. Defne'de içecekleri hazırlamıştı. Ve onlarla birlikte salona geri döndüler. Herkes hem konuşuyor, hem de önündeki atıştırmalıklardan yiyordu. Ama Adel, düşüncelere dalmış durumdaydı yine.

Yine ve yeniden...

Vildan Hanım ve Kuzey... Ne karıştırıyorlardı? Hadi Vildan Hanım'dan artık beklenirdi bir şeyler. Sonuçta kendi oğluyla ayırmıştı onu. Ama ya Kuzey? Onu değişmek için gittiği yerde tanımıştı. Önce Hira'yla, ondan sonra Kuzey'le tanışmıştı. Çokta iyi arkadaş olmuşlardı. Kuzey, Hira'yı ve kendisini hep korumuştu. Korumaya - kollamaya çalışmıştı. Peki, onun bütün olanlarla ne ilgisi vardı? Arkadaş, hatta ondan daha da öte kardeş bildiği Kuzey'in bu olanlarla ne alakası vardı? Vildan Hanım, o sırada telefonda ne planından bahsetmişti? O sırada bunu Kuzey'in duyduğunu sanmıştı ama sandığı veya bildiği gibi de değildi işte. Her şeyi Kuzey yerine Adel duymuştu çünkü. E o zaman, bütün bunlar ne anlama geliyordu???

İNTİKAM MELEĞİ 2 Där berättelser lever. Upptäck nu