19. BÖLÜM

1.9K 113 72
                                    

Çalışmaya başladığım için artık çok sık atamayacağım bölümleri. Normalde bu bölümün de Pazar veya Pazartesi günü gelecekti. Çünkü o günler hafta tatilim.

Ama ben yine de sizin için ara ara, müsait oldukça yazmaya çalıştım.


**********

Bu bölümü simsimavi 'ye ithaf ediyorum...

**********

Kimse, görmek istemeyenler kadar kör değildir.

🌸🌸🌸🌸🌸

Adel ve diğerleri arabalarını otoparka park ederek kampüse doğru yürümeye başladılar. Kerem'in eli sevgilisinin belindeydi. Ama son bir kaç gündür de çok düşünceliydi.

Sürekli onu düşünüyordu. Birden gelivermişti aklına. Evet, ona çok kızgın, çok öfkeliydi. Ama o da kanından bir parçaydı sonuçta. Yokmuş gibi davranamazdı ki. Nasıl düşünmezdi? Nerede ve ne halde olduğunu çok merak ediyordu. Sürekli bunu düşünüp duruyordu. Adel'e bile söylememişti. Diğerleri de bilmiyordu. Zaten şu an nerede olduğu da belli değildi. O yüzden hiç söylemeye gerek duymamıştı.

"Canım."

Adel'in sesini duymasıyla birlikte başını ona doğru çevirdi.

"Efendim Melek'im."

Genç kız şüpheli bakışlar eşliğinde bakıyordu sevdiği adama.

"Ne düşünüyordun?" diye de sordu.

"Hiiiç, birazdan gireceğimiz sınavı sadece." diye aklına ilk gelen şeyi söyleyivermişti. Başka ne diyebilirdi ki zaten?

'İkizimi düşünüyorum' diyemezdi ya.

Hem, doğru bir şeydi. Bugün bir tane sınavları vardı hepsinin de. Dün akşam çok çalışmışlardı bu sınava ve birazdan da gireceklerdi. Az kalmıştı sınav saatlerine...

Hepsi de bir banka oturdular. Bu sınav çok önemliydi onlar için. Ve dün, gece boyu çalışmışlardı. Sadece bir kaç saatlik uykuyla duruyorlardı.

Bir süre sonra da sınav saati geldiği için kalkarak dersliklere doğru yürümeye başladılar. Her birininde de gireceği sınav farklıydı tabi. Bölümleri aynı olmayanlar da vardı çünkü.

**********

Genç adam hâlâ aynı odadaydı. Bir kaç defa kaçma girişimin de bulunduğu için elleri de bağlanmıştı sıkı bir şekilde. Ama görürdü onlar. Nasılsa onlara yapacağını bilirdi o.

Odanın kapısı açıldı ve o kadın girdi içeri. Kapıyı da kapatarak genç adama doğru ilerledi. Yaklaştığında da;

"Nasılsın Kerem'cim?" diyerek yine elini o muhteşem sakallarında gezdirdi yavaşça. Genç adam ise ona öfkeyle bakmamak için kendini zor tutuyordu. Planı gereği yapmamalıydı. Oyununu iyi oynamalıydı.

"Adın ne senin?" diye sordu sesini yumuşak çıkartarak. Genç kadının gözleri parlarken cevap verdi.

"Sibel."

Genç adam muzip bir ifadeye bürünerek, "soyadın da 'Can' herhalde." dedi. Kadın bir süre bön bön baktı O'nun yüzüne. Ama jeton ancak düşmüştü kafasına. Espriyi anlayarak kahkaha atmaya başladı. Bu sefer de genç adam yüzünü buruşturmamak için zor tutmuştu kendini. 'Kahkahası da bir şeye benzese bari' diye sessizce mırıldandı. Kötü kadın kahkahası vardı resmen. Gülüşü bile kendisinin ne olduğunu açıkça belli ediyordu.

İNTİKAM MELEĞİ 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin