16. BÖLÜM

2.1K 123 104
                                    

MEDYA: Defne

😍😍😍

Psikoloğa gidip sorunlarım var dedim.
"Hangimizin sorunu yok ki, hepsi geçer." dedi gönderdi.
Şimdi daha iyiyim. Profesyonel destek şart.

😂😂😂😂😂

Sabah yüzüne konan öpücüklerle uyandı genç kız. Bu kişi Kerem'den başkası değildi tabiki.

"Günaydın Melek'im." diyerek alnına bir öpücük kondurdu. Sabahın köründe Defne'yle birlikte soluğu orada almışlardı. Öyle olunca, diğerleri de gelmişlerdi. Genç adam da sevdiği kızı uyandırmak için onun odasına girmişti.

"Sana da günaydın." dedi Adel,
gülümseyerek.

Yavaşça bedenini de yataktan kaldırdı.

"Günaydın öpücüğü yok mu?" diyen Kerem'e baktığında sesi gibi bakışları da muzipti. Genç kız hızlı bir şekilde yanağına bir öpücük kondurup ayağa kalktı ve elini yüzünü yıkamak için banyoya girmesi bir oldu. Kerem'in bir şeyler mırıldandığını duymuştu, ama tam anlayamamıştı. Sadece sırıttı genç kız.

Elini yüzünü yıkadıktan sonra odasına geri döndüğünde Kerem'in hâlâ bıraktığı yerde olduğunu görünce gülümsedi. Ve ikisi de salona indiler. Kızlar da çoktan masayı hazırlamış, ve Adel'le Kerem'i bekliyorlardı. Hepsi de oturup kahvaltılarını yapmaya başladılar. Bugün dersleri vardı her birininde.

Kahvaltıdan sonra Adel Melek, odasına hazırlanmaya gitti. Seçimini büstiyer - etek ikilisinden yana kullanmak istemişti. Üzerine siyah büstiyer, altına da koyu mavi dizlerinde olan bir etek giymişti. Saçlarını tarayıp yukarıdan at kuyruğu yaptı. Parfümünü de sıktıktan sonra, dudağına soluk kırmızı bir ruj, ve gözlerine de rimel sürdü, uygun bir ayakkabı da giydiğinde hazırdı. Aklına son anda bir şey gelmesiyle birlikte yatağının yanında ki küçük çekmeceyi açarak içinden yüzüğünü çıkardı. Plan gereği önceden çıkarmıştı parmağından ama artık ona gerek yoktu. Rahatça takabilirdi.

Dün akşam eve geldiklerinde almıştı haberi. Onlar Kuzey'in işini bitirirken, abisi Serhat'ta Ahmet Aksoy'un işini bitirmişti. Ve dün akşam da Serhat, hepsine de söylemişti. Kardeşinden gizlisi saklısı olmazdı çünkü. Olamazdı.

Telefonunu ve çantasını alıp odadan çıktı ve salona indi.

"Ben hazırım. Hadi gidelim."

Adel'in konuşmasıyla birlikte herkes ona döndü. Kerem ise birden kaşlarını çatmaya başladı.

"Güzelim!" derken aynı zamanda Adel'i baştan aşağı süzüyordu çatık kaşlarla.

"Efendim sevgilim." derken şirin bir yüz ifadesi almıştı birden. Genç adam onun bu yüz ifadesine ne kadar yumuşamak istese de, kendini son anda frenlemeyi başardı.

"Şimdi, hemen, üstünü, değiştirip, geliyorsun güzelim..!" bütün kelimeleri bastırarak söylemişti. Diğerleri çoktan dışarı çıkmışlardı ve sadece Kerem'le Adel kalmıştı.

"Hayır!" diye atıldı birden. Kerem'de;

"Ne demek hayır!" diye konuştu tekrar, sinirle karışık tıslar bir şekilde. Ama bakışları da gerçekten çok korkutucuydu. Fakat ne yapsındı o da? Kıskanıyordu işte sevdiği kızı. Hem de çok kıskanıyordu. Deli gibi...

Adel'de onun tersine gitmemesi gerektiğini anlayarak yaklaştı sevdiği adama.

"Ama nedeeen?" diye sordu dudaklarını büzerek. Kerem'in gözleri kısa bir an, o dudaklarda takılı kaldı. Daha sonra da kendine gelmesi gerektiğini hatırlayıp Adel'in bir deniz kadar masmavi gözlerine çıkardı gözlerini. Ardından derin bir nefes aldı.

İNTİKAM MELEĞİ 2 Where stories live. Discover now