-Başardık sevgilim

5.1K 212 119
                                    

"126 numara

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"126 numara. Park Jimin"

İsmini duyar duymaz buruk bir gülümseme belirdi yüzümde. İsmini bile özlemiştim. Yavaşça oturduğum yerden ayağa kalktım ve aynı sakinlikle sahneye çıkan merdivenleri adımladım. Canımın ne denli yandığını size anlatmam o kadar güçdü ki. Eksiktim. Yarım hissediyordum.

Sonunda ışıkların odaklandığı zemine geldim ve karşımda ki karanlığa kısaca göz gezdirdim. Seyirciler ve jüriler beni görebiliyordu fakat ben onları göremıyordum. Orası büyük bir karanlıktı sadece. İşte o karanlığın tam ortasına güneş kadar parlak olan sevgilimi oturttum düşüncelerim de. Gülümseyerek beni izliyordu. Bende gülümsedim. Az sonra aşinası olduğum müzik duyuldu sessizliğin arasından. Gözlerimi kapattım. Eş zamanlı ir bir damla süzüldü çeneme doğru. Zihnimi tamamen boşalttım ve onu düşündüm. Gülümseyen yüzünü...

"Sevgilim bu kadar yorma kendini, senin kazanacağına eminim!"

"Teşekkür ederim Jeonggukie~"

Şarkının giriş kısmıyla eş olarak sağ elimi kaldırdım ve etrafımda bir tur döndüm. Sadece onu düşünüyordum. Belki de kareografiden çıkıyordum ama umurumda değildi.

"Benim sevgilim en iyisi!"

"Heey kes şunu, utanıyorum~"

Gözyaşlarım ılıkça akıyor ve soğuk tenimi ıslatıyordu.
İki elimi de ileri doğru uzattım ve sanki yüzüyormuşum gibi kendimi ileri doğru ittirdim. Dans ettikçe aklıma o geliyordu. Ve her hareketi yaptığım da, tam salonumuzun ortasında yaptığı hareketler geliyordu gözümün önüne.

"Birtanem kendini yorma, sen kusursuzsun"

"Hayır kookie~ Bu seçmeler benim için çok önemli"

Nefes alış verişlerim hızlanmış, kalbim iki kat ağrımaya başlamıştı. Hiç bu kadar acı çektiğimi hatırlamıyordum.

Müziğin yavaşlama kısmın da dizlerimin üzerine çökmüş ve ellerimi kaldırmıştım. Ve tekrar müziğin yükselmesiyle de dizlerimin üzerinde hafifçe sürünmüş ve tekrar ayağa kalkmıştım.

"Hadi birşeyler ye ve güçlen küçüğüm!"

"Bana kilo aldırmaya çalışıyorsun kook-ah!!"

Zihnimin derinliklerinden gelen sesleri susturamıyordum. Sürekli onu dinliyor, sürekli onu anımsıyordum. Hiç bırakmıyordu beni.. Hiç susmuyordu..

"Benim bebeğimin uyku vakti geldi"

"Jeonggukie~ Son kez hareketleri tekrar etmeme izin ver"

"Ama yorulmadın mı sevgilim?"

"Ne kadar yorulmuş olursam olayım, günün sonunda senin kucağında uyuyor olmama değiyor"

Aklıma gelen konuşmalarla gülümsedim. Gülümsemem paramparçaydı. Kırıklar doluydu.
Parçanın bitmesine çok az kalmış ve müziğin ritmi yavaş yavaş azalmaya başlamıştı.

"Eğer seçmelerden geçersem beni Fransa'ya götürür müsün Jeongguk-ah~"

"Sen iste, dünyaları gezdiririm birtanem"

Gözyaşlarım öyle hızlı akıyordu ki hıçkırarak ağlamama çok az kalmıştı. Müziğin bitmesine saniyeler kala kendimi sırtüstü yere bıraktım ve gözlerimi kapattım sımsıkı. Tam o anda tekrar onun sesi duyuldu alkış seslerinin arasından. Ama.. o kadar yakından ve o kadar gerçekçi geliyordu ki..
Sımsıkı kapattığım gözlerimi yavaşça araladım.
Tam gözlerinin önünde gördüğüm gülümsemeyle büyük bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan. O.. buradaydı. O bana bakarak gülümsüyordu. Tıpkı o gece ki gibi, omuzuma yatmış ve benimle konuşuyordu.

"Başardın sevgilim"

Size yemin ederim öyle gerçekçiydi ki.. Öylesine gerçekti ki.
Konuşamadım. Ağızımı açıp tek kelime edemedim. O da bir cevap beklemiyordu zaten. Tekrar gülümsedi ve gözlerini kapatarak iyice sokuldu bedenime. Derin derin nefesler çektim içime. Kokusunu tekrar hissetmek istedim iliklerime kadar. Ama artık o kokmuyordu..
O toprak kokuyordu..
Burnum sızladı derin bir acıyla.
Çiçek kokusunu kaybetmişti. Küçük bir hıçkırık daha kaçtı dudaklarımdan. Gerçek olmasını o kadar çok istiyordum ki. Burda olmasını o kadar çok istiyordum ki..
Gözlerimi tıpkı onun gibi kapattım. Gerçek olmasa bile o kadar önemliydi ki hayalinin burda olması. Sadece anın güzelliğiyle kaybolmak istedim. Sonra yavaşça kalktım ayağa. Kimseyi duymuyordum, görmüyordum. Sadece yürüdüm. Kazanıp kazanmadığımı umursamadım bile. Sadece onun yanına gitmeye ihtiyacım vardı. Ona ihtiyacım vardı.
Yürüdüm ve yürüdüm..
Ona ulaşana dek yürüdüm.
Taa ki ayaklarım soğuk toprağa değene kadar..
Gözlerimi beyaz mermer de yazan yazılar da gezdirdim.

Park Jimin

1995 - 2015

Dudaklarım da gizlediğim hıçkırıklar boğazım da dizilmiş ve en sonunda kurtulmuşlardı. Dizlerimin üzerine sertçe düştüm. Bacaklarım gövdemi taşıyamıyordu. Kalbim, içinde ki adam olmadan yaşayamıyordu..
Öyle çok özlemiştim ki ismini görünce bile nefes alamayacağımı hissettim. Boğazım yanıyordu. Gözlerim öyle doluydu ki etrafımı göremiyordum. Bedenimi yavaşça soğuk toprağa bıraktım. Şimdi tekrar yanımda yatıyordu işte. Tıpkı o kâbustan önce ki gibi. Sıkıca sarıldım. Neye sarıldığım önemli değildi. Ona sarılıyordum düşüncelerim de. Kurumuş ve çatlamış dudaklarımı araladım ve ağlamaktan kısılmış sesimle fısıldadım.

"O çok istediğin seçmelere girdim sevgilim. Hayallerini gerçekleştirdim"

Kuru bir öksürük kaçtı dudaklarımdan. Konuştukça boğazım acıyordu fakat aldırmadım.

"Senin kadar... Melekler kadar güzel dans edemedim ama yaptım. Senin için.."

Perişan haldeydim. Gözlerimin altı mosmordu. Aylardır uyumuyordum. Çok zayıflamıştım. Aylardır birşey yemiyordum.
Ve kalbim... Çok güçsüzdü. Aylardır nefes alamıyordum...

"O güzel yüzünü esirgeme benden olur mu Günışığı? Gel rüyalarıma. Öp orda beni. Sarıl bana. Seni koklamama izin ver bari orda.."

Küçük çocuklar gibi ağlıyordum hıçkıra hıçkıra. Kimin ne düşündüğü umurumda değildi. Canım çok yanıyordu. Aldığım her nefes boğazım da diziliyordu. Canım gerçekten çok yanıyordu. Ve tam o anda.. kısık bir bildirim sesi yankılandı sessiz mezarlıkta. Büyük bir gülümseme belirdi yüzümde. Gözyaşlarım daha hızlı akıyordu şimdi. Başarmıştım. Başarmıştık...

1 yeni mesaj

Yoongi hyung
Başardın Jeongguk. Seçmeleri kazandın..

➶𝘍𝘳𝘦𝘴𝘴𝘪𝘢Where stories live. Discover now