Araf | Altıncı Kanto

30 4 0
                                    

1 Zar oyunu sona erince

yenilenin içine sıkıntı çöker,
zarlara sarılır yeniden, bilensin diye;

4 herkes yenenin peşinden gider;

kimi önde yürür, kimi onu arkasından çeker,
kimi varlığını yanında belli eder;

7 yenen, durmayıp yürürken herkesi dinler,

elini uzattığı, çekilip gider;
böylece kurtarmış olur kendini.

10 Bu büyük kalabalıkta benim de durumum böyleydi,

bir o yana, bir bu yana bakıyordum,
sözler vererek kendimi kurtarıyordum.

13 Ghino di Tacco'nun hain elinden
ölüm şerbetini içen Arezzo'lu buradaydı,
kaçarken boğulan öteki de vardı.

16 Ellerini uzatmış yalvarıyorlardı,

Federigo Novello ile baba Marzucco'nun
sarsılmazlığını kanıtlayan Pisa'lı.

19 Orso kontunu gördüm, bir de, suçu yüzünden

değil, dediği gibi, kinle haset yüzünden
ruhu bedeninden ayrılan Pier della Broccia'yı;

22 daha yeryüzündeyken,

Brabant'lı kadın bir çaresine bakmalı,
yoksa daha da beter bir sürüye verirler onu.

25 Daha çabuk kutsanmak amacıyla,

kendileri için dualar okunmasını isteyen
bu gölgelerden kurtulunca
28 söze girdim: "Ey ruhumun ışığı,
duaların Tanrı'nın kararını
değiştirmediğini yazıyorsun sen;

31 oysa bu ruhlar dua ediyor;

boşuna mı umut besliyorlar,
yoksa dediğini iyi anlamadım mı ben?"

34 Dedi ki: "Benim yazdığım ortada:
eğer sağlıklı düşünürsen,
bunların umudu da yerinde.

37 Yargının doruğu bel vermez elbette,
çünkü aşk ateşi bir çırpıda
borcunu ödetir buraya gelenlere.

40 Benim o yazıyı yazdığım yerde,

dua kusuru bağışlatmıyordu,
çünkü Tanrı'ya ulaşmıyordu.

43 Bu türden bir kuşkuya düşme,

böyle demedikçe, gerçekle
usun arasında ışık olacak kişi.

46 Belki anlamışsındır: Beatrice bu kişi;

yukarıda onu göreceksin, mutluluklar içinde
gülerken bu dağın tepesinde."

49 Dedim ki: "Usta, daha hızlı gidelim mi,
eskisi gibi yorgun değilim şimdi,
bak uzamaya başladı dağın gölgesi."

52 "Gün ışıdıkça, elimizden geldiğince

yol alacağız" diye yanıt verdi;

"ama durum sandığın gibi değil.

55 Doruğa varmadan önce, yamacın gizlediği,

senin de artık ışıklarını kırmadığın
nesneyi karşında bulacaksın.

58 Bak şurada bir ruh var, tek başına duruyor,

bize doğru bakıyor:
en kısa yolu o gösterecek bize."

61 Ona doğru gittik: ey Lombardiyalı ruh, ne yüce,

ne küçümseyiciydin,
ne ağır, ne saygın bakıyordu gözlerin!

64 Ağzından tek sözcük çıkmıyordu,
dinlenen bir aslan gibi bize bakıyordu,
yaklaşmamıza aldırmıyordu.

İlahi KomedyaWhere stories live. Discover now