12

3.9K 392 299
                                    

Yorumlarınızı bekliyor ve sizi seviyorum🥺🥰🐱🐥🌸💛
You Never Know - Blackpink
You'll never know 엉켜버린
'Cause everybody sees what they wanna see
It's easier to judge me than to believe

Yorumlarınızı bekliyor ve sizi seviyorum🥺🥰🐱🐥🌸💛You Never Know - BlackpinkYou'll never know 엉켜버린 내 끈'Cause everybody sees what they wanna seeIt's easier to judge me than to believe

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jungkook kucağında ona yapışmış bir şekilde oturan çocuğun uykuya daldığına emin olduğunda odasına gelmesinin üzerinden bir saat geçmişti. Onu dikkatlice sarıp zorlukla ayağa kalktığında bütün kasları ona isyan edercesine sızlıyordu, birkaç saniyesini dengesini korumaya çalışarak geçirdi. Ardından onu yavaşça yatağın sol tarafına dikkatlice yerleştirdi. Jimin homurdanırcasına bir şeyler mırıldandığında Jungkook da zaman kaybetmeden yatağa girmişti. Ona sırtını dönen çocuğa yaklaşıp koluyla ince belini dolamış, ardından kafasını onun ucuna yerleştiği yastığa koymuştu. Kalbi hızlı hızlı atıyordu, olumsuz bir tepki almadığı için hissettikleri içine sığmıyordu. Onun tenine değmek öylesine rahatlatıcıydı ki... Jungkook bunun onlar için oldukça büyük bir adım olduğunu biliyordu.

Jimin onun yatağındaydı, sarılarak uyuyorlardı şimdi. Jungkook bu gerçeği tekrar ettikçe kalbi tekliyordu, ne yapacağını bilemeden biraz daha sarıyordu onu. Bir yandan korkuyordu çünkü bundan sonra ne olacağı belirsizdi. Jimin tahmin edilemez bir şans oyunu gibiydi. Bir yanı da anın keyfini çıkartmak istiyordu, bakışlarını bir saniye olsun onun yüzünden ayırmıyor, ne kadar güzel biri olduğunu düşünüyordu. Teni bir o kadar yumuşak ve pürüzsüzdü, dudakları yumuşak birer jelibona benziyordu. Onun yanında minicik kalıyordu, Jungkook bu hissi çok sevmişti. Onu koruyabilecek kadar güçlü hissediyordu, kimse onu alamazdı şimdi ondan.

Jungkook yanında huzurlu bir uyku süren çocuğun aksine sabaha kadar uyuyamadı. Güneş ortaya çıktığında birkaç saat için uyuklasa da arada gözlerini aralıyor, kafasını onun boynuna gömüp birkaç kere derin nefes alıyor, bedenini daha sıkı sarıyordu. Düşünecek bolca zamanı olmuştu, Jungkook bu hissi anlatamıyordu kendine.

Sonunda tekrar uyandığında uzanıp saatine bakmış, onu geçtiğini görünce biraz uzaklaşmıştı Jiminden. O uyanmadan güzel bir kahvaltı hazırlayıp onu uyandırabilirdi, güne güzel bir başlangıç yapmış olurlardı. Üzerini örtüp ses gitmemesi için kapıyı çekerken bir yandan da üzerine bir hırka geçiriyordu. "Günaydın kızım." Diye mırıldanmıştı etrafa göz atarken.

           Dudaklarına bir sigara sıkıştırdıktan sonra doldurduğu suyu kaynaması için beklerken bir yandan da dolabı açmış, ne yapabileceğini düşünüyordu. Karar verdiğinde açtığı şarkı değişmişti, bir yandan ıslık çalıp şarkıya eşlik ediyor, bir yandan da Jimin için hem besleyici hem de sağlıklı bir kahvaltı hazırlamaya uğraşıyordu.

Mutfakta ne kadar oyalandığını bilmiyordu, Jimin uyandığında çoktan dalmıştı yaptığı işe. Güne gözlerini başka bir yatakta açan Jimin birkaç saniye yüzünü buruşturup ne olduğunu anlamaya çalışmıştı, gözlerini aralayıp etrafına bakındığındaysa dün gece yaşadıkları bir bir gözünün önüne gelmişti. Ellerini sertçe yüzüne bastırırken utanç içinde dizlerini kendine çekmiş, ne yapacağını bilemeden birkaç saniye beklemişti. Başına ağrılar saplanmıştı birkaç saniye geçmeden, zihni öyle büyük ikilemlerin içine düşmüştü ki bir an ne yapacağını bilememiş, paniklemişti.

pretty when you cry| jikookWhere stories live. Discover now