11

4.1K 485 440
                                    

neden oy vermiyorsunuz üzüleyim mi istiyorsunuz😔 bu bölüm uzun zamandır beklediğiniz bir bölüm ve yazarken ne kadar zorlandığımı anlatamam o yüzden lütfen yorum atmayı es geçmeyin, en ufak bir yorum bile beni ne kadar sevindiriyor bilemezsiniz. Dönüm noktası bir bölüm. Ayrıca bu bölümü yayınlayıp çabucak sileceğim uygulamayı, çünkü iki haftaya sınavlarım var ve ben buralarda oyalanmaya bayılıyorum... yorumlarınıza geç cevap vereceğim yani biraz, bir sonraki bölümü tahminimce pazartesiden sonra atarım, görüşmek üzere iyi okumalar❤️❤️

a little death - the neighbourhood
" Dokun bana,
Burada bana dokunmanı istiyorum,
Nefes aldığımı hissetmemi sağla,
İnsan olduğumu hissettir."

      Uzun süredir evden bu kadar uzak kalmayınca Jimin iç geçirip üzerindeki montu girişe asmış, ardından spor ayakkabılarını çıkartarak dolaba bırakmıştı

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


Uzun süredir evden bu kadar uzak kalmayınca Jimin iç geçirip üzerindeki montu girişe asmış, ardından spor ayakkabılarını çıkartarak dolaba bırakmıştı. Sehpanın üzerinde duran sigara paketini alıp bir tanesini dudaklarının arasına sıkıştırdıktan sonra kapıya geri dönmüş, çoğunu Jungkook'un taşıdığı poşetlerden kalanını alarak mutfak masasının üzerine bırakmıştı. " Eğer bunları şimdi boşaltmazsam kalacak gibi hissediyorum."

" İlk rahat bir şeyler giymek istiyorum." diye mızmızlandı Jungkook kapıyı kapatıp kabanını asarken. Ardından poşetleri mutfağa bırakıp Tobio'ya bakınmıştı. " Sanırım odada." demişti Jimin kafasıyla işaret ederken. " Pencereden kuşları izlemeyi seviyor."

" Tamam o zaman." demişti Jungkook. " Üzerimi değiştireyim, şunları boşaltalım ve bir şeyler yiyelim. Deli gibi acıktım. Dışarıdan mı söyleseydik?"

" Yemek yapabiliriz." demişti Jimin onun aksine. " Hazır ramenlerden almıştın, onları yapıp ortaya salata hazırlayalım mı?"

" Harika olur." demişti Jungkook odasına girip kapıyı kapatmadan önce. Jimin odasına gitmeye üşenerek Jungkook'un banyosuna girmiş ve ellerini yıkamaya başlamıştı. Jungkook'un takmaktan asla vazgeçmediği birkaç yüzüğü buradaydı, Jimin onları izleyerek ellerini yıkamayı bitirdiğinde sweattişörtünü de kafasından çekerek çıkartmış ve tişörtüyle kalmıştı. Oyalanmadan poşettekileri boşaltmaya başladığında seslere uyanan Tobio ise ayaklarının dibinde bitmişti bile. " Hey Tobio." diye mırıldandı Jimin abur cuburları bir kenara ayırırken. Gerçekten çok fazla olduklarını hepsi bir kenara yığıldığında fark etmişti.

Jungkook da çok geçmeden üzerine rahat kıyafetler geçirmiş ve saçlarını toplamış bir şekilde odasından çıkmıştı. " Ah suyu koymuşsun." diye mırıldandı, dolabı açıp paketleri teker teker yerleştirirken. " Başım feci ağrıyor."

Jimin göz ucuyla onu izlerken mutfağın diğer ucundaki dolaplardan birini açtığını görmüştü, orayı daha önce hiç açmamıştı ve şimdi bir ilaç deposu olduğunu görebiliyordu. Beyninin bir kısmı bu bilgiyi kaydetmişti
bile. " Susuz kalmış olabilirsin."

pretty when you cry| jikookWo Geschichten leben. Entdecke jetzt