04

4.4K 484 288
                                    

aslında oy sayısı diğer bölümlere eşit olmadan atmak istemiyordum ama dayanamadım işte,,,,,bu kısımlarda biraz zaman atlayarak geçiyorum çünkü fic için bu kısımlar daha başlangıç. umarım severek okuyorsunuzdur. yorumlarınızı bekliyorum🥰 🥰

numb to the feeling - chase atlantic

"Kalbin olduğunu duydum,izin ver göreyim
O şeyi benle bölüşmene ihtiyacım var."

     " Bir sürü yeni kıyafet görüyorum Jeon Jungkook

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


     " Bir sürü yeni kıyafet görüyorum Jeon Jungkook." Hoseok kapıya yaslanmıştı, sağ ayağını sol dizine yaslamış orada dikiliyor ve elindeki sıcak kahveyi yudumluyordu. Eliyle kenarda duran poşetleri işaret etmişti. Birçok bilindik ve ünlü markaların poşetleri daha sonra ilgilenilmek adına konulmuştu oraya. " Sonunda otuz beş değil de yirmi beş yaşında olduğunu mu hatırladın?"

     " Komik değil biliyor musun?" demişti Jungkook ellerini yeni kuruttuğu saçlarından geçirirken. Bir yandan da üzerine geçirdiği kazağın etiketini çıkartıp bir yana bırakmıştı. " Çünkü ruhum çoktan kırkı devirdi."

   Hoseok hafifçe kıkırdamış ve daha sonra yerinde dönerek mutfak masasına geri dönmüştü. " Yarın mahkeme var." Jungkook gergince kafasını salladıktan sonra uzun paltosunu üzerine geçirmiş ve botlarının bağcıklarını bağlamaya başlamıştı. " Yarın mahkeme var. Her şey bitecek."

      " Yanlışın var." demişti Jungkook. Dilini yanağının içinde gezdirmişti, birkaç saniyeliğine kafası dağılmıştı fakat Hoseok her şeyi geri hatırlamasına yardımcı olmuştu. " Her şey yeni başlayacak."

        " Bana bu havalı tavırların sökmüyor biliyorsun." demişti Hoseok. " Neyse geç kalacaksın, çık da ben de çıkacağım. Tonla işim var bugünlerde."

     Jungkook çantasını aldıktan sonra kafasını sallamıştı. " Görüşürüz." Kapıyı çekip çıktığı an, gerçekliğe yani Park Jimin'e geri dönmüştü. Onu hastanede öyle gördükten sonra bir daha görmek istememişti. Ona iyi gelmediği bariz belliydi. Hayatı boyunca aklından asla çıkmayacak, onu gerçekten derinden sarsacak görüntülerinin arasına girmişti. Delirmiş gibiydi, gözlerindeki korkuyu ve telaşı daha önce hiç görmemişti. En kötüsü Jungkook'tan korkmasıydı, belki de onu en çok etkileyen de buydu.

      Bugün ki yapması gerekenle onun için oldukça zor işlerdi bakıldığında. Yarın mahkeme vardı. Bugün gidip Bay Jung'la konuşacaktı her şeyi. Bu görevi Namjoon ona bırakmıştı çünkü kendisi dosyayı mükemmel kılmak için sabah akşam demeden çalışıyordu. İkisi de onun bu konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyeceğini düşünüyorlardı.

       Daha sonra karakolda buluşacaklar ve son kez Jimin'le beraber her şeyin üzerinden geçeceklerdi ve yarın o davayı kazanacaklardı. Jungkook kendini başında olduğundan daha güçlü hissediyordu. Jimin'i haklı çıkartacak tonlarca kanıt vardı ellerinde. Ayrıca Namjoon Min Yoongi ile konuşmuştu ve şimdi annesinin şehir dışına çıkması yasaktı. Delilleri mahkemede göstermek istiyorlardı, Jimin özgür kaldığında annesi parmaklıklar arasına sıkışmış olacaktı.

pretty when you cry| jikookWhere stories live. Discover now