18

4.6K 381 449
                                    

selam, ben bu sefer erken geldim... hatta düşen oy ve yorum sayılarına karşın lüütfen yorum ve oylarınızı eksik etmeyin, bu sıralar aşırı motivesizim ve beni motive eden tek şey sözleriniz. özellikle bu bölümüm sonu için (!!) yorum bekliyorum. iyi okumalar bebisleeer

• smut uyarisi🥰🥰

           Lana Del Rey - Salvatore
The summer's hot
And I've been waiting for you all this time
I adore you, can't you see, you're meant for me?
Summer's hot but I've been cold without you
I was so wrong not to tell, I'm in regine, tangerine dreams

           Lana Del Rey - Salvatore The summer's hotAnd I've been waiting for you all this timeI adore you, can't you see, you're meant for me?Summer's hot but I've been cold without youI was so wrong not to tell, I'm in regine, tangerine dreams

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jungkook iç geçirdi, çirkin bir küfür savurduktan sonra saatler önce kapanan telefonunu montunun cebine attı. Birkaç saniye sonra Hyeri önünde üç kahveyle birlikte belirmişti, kafasını hafifçe eğip teşekkür ettikten sonra en uçta duran kahveyi almıştı eline. " Birazdan gideceksiniz, yorulmuş
gibisiniz."

Namjoon kahvesinden bir yudum aldıktan sonra ellerini sıcak kahve bardağına sarmıştı. Ucuz, özensiz bir kahve olsa da gecenin on ikisinde hâlâ karakolun önünde oturuyorken iyi geliyordu. " Şu işten kurtulalım. Evimde rahatça uyumak istiyorum."

" Bu iş pat diye kurtulabileceğin bir iş değil Joon." demişti genç kadın karşılarına oturup bacak bacak üstüne atarken. Cesaretli ve özgüveni olan, işini çok iyi yapan bir kadındı. " Fakat rahat uyuyabilirsin, önümüzdeki iki hafta Seuldayım. Bilirsin, dedektiflerin çok parası olmuyor."

Jungkook ikisinin muhabbetini dinlerken arkasına yaslanmış, gerilen ensesini ovuşturarak etrafa bakınmıştı. Yapraklarını dökmüş çirkin ağaçlar, kar yağmadığından dolayı oluşan kuru soğuk. Jimin onu aramamıştı, içten içe kıskançlık hissiyle boğuşuyordu fakat bundan çok daha ciddi işlerle uğraşıyordu saatlerdir. Dört saate yakın süren bir ifade vermişti, beynini hissetmiyor gibiydi.

           " Sorun değil Hyeri. Yalnızım zaten biliyorsun." Hyeri bitmek üzere olan sigarasını söndürdükten sonra diğer adama dönmüş, kafasının karışık olduğunu birkaç saniye içinde anlamıştı. " Sizden ne haber? Jimin nasıl?"

        Jungkook omuz silkmişti. " İyi gidiyor. Jimin de bu saçmalıklar sona erdiğinde çok daha iyi olacak."

     Üçü de kahvelerini bitirip üst üste birkaç sigara içtikten sonra, sonunda kapıda Min Yoongi belirmişti. Jungkook bu adamı göreceğine hiç bu kadar sevineceğini düşünmemişti. " Gidebilirsiniz artık. Bu iş sadece birkaç adamla değil, bundan eminiz. Şehir dışında çıkmayın, Bayan Lee zaten Bay Kim'le olacak. Jungkook Jimin'e göz kulak olursun mu demeliyim yoksa o mu sana göz kulak olur bilemem." İğneleyici sesine karşın Jungkook ona boş ve yorgun bakışlarını sunmuş, ardından ayağa kalkmıştı.

         Yorucu bir günün sonuydu, Jungkook'un tek yapmak istediği eve gidip Jimin'e sıkı sıkı sarılarak uyumaktı. Çok açtı fakat bu saatten sonra ne iştahı ne de keyfi vardı, yine de belki sarışının dudaklarından birkaç öpücük çalardı.

pretty when you cry| jikookWhere stories live. Discover now