17

4K 365 425
                                    

merhaba, zor bir dönemden geçiyorum bölüm o yüzden biraz gecikti üzgünüm😔😔😔 ama geldim sonunda ve soru işaretlerinizin çoğunu yanıtlayacak bir bölüm oldu. bölüm atmak için son bölümlerin oylarının eşitlenmesini bekledim ama istikrarla eşitlenmedi soo ben de attım. umarım bölümü seversiniz iyi okumalar dilerim (bölümün sonunda rahatsız olabileceğiniz bir uyuşturucu madde sahnesi var, etkileniyorsanız veya sevmiyorsanız atlamanızı öneriyorum)

     i feel like i'm drowning - two feet
You keep dreaming and dark scheming
Yeah, you do
You're a poison and I know that is the truth
All my friends think you're vicious
And they say you're suspicious
You keep dreaming and dark scheming
Yeah, you do

     i feel like i'm drowning - two feetYou keep dreaming and dark schemingYeah, you doYou're a poison and I know that is the truthAll my friends think you're viciousAnd they say you're suspiciousYou keep dreaming and dark schemingYeah, you do

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kar yağıyordu. Jimin bakışlarını yeni aydınlanmaya başlayan gökyüzünden Jungkook'a çevirmişti. Sabahın altısında yola çıkmalarına anlam veremiyordu. " Hani uzun süre burada kalacaktık?"

    " Üzgünüm." diye mırıldandı Jungkook, bir yandan da kırmızı ışık yüzünden yavaşlamıştı. Jimin elindeki kahveyi yudumlayıp önüne geri dönmüştü. " Ofise dönmem gerekiyor. Ayrıca Tobio bizi özlemiştir eminim ki."

       " Haklısın. Daha önce hiç evcil hayvanım olmadığı için bazı sorumlulukları unutuyorum." Jungkook hafifçe kafasını salladığında Jimin tekrar sesizleşmiş, bakışlarını onun üzerinde gezdirmeye devam etmişti.

         Sabah onu uyandırdığında o çoktan evdeki eşyaları toplamış, Jimin için kıyafet hazırlamıştı bile. O saatte kaldırdığı için özür dileyip ona kahve almıştı. Jimin iki saattir bir yandan yolu izlerken artık gitgide garipleşen ilişkilerini düşünüyor, mantığıyla kalbinin birbiriyle kavga edişini dinliyordu.

         " Stresli görünüyorsun Jungkook." Jimin yerinde dikleşmişti. Onunla konuşmasını istiyordu, aksi takdirde kendini ona denk hissetmiyordu. " Belki de sorun büyüktür ama sır saklayabilirim. Benimle kötü hissettiğinde konuşmayınca kendimi sadece çocuk gibi hissediyorum."

         Jungkook yutkunmuştu, Jimin'e böyle hissettirdiğini bilmiyordu. Sadece iyi hissetmesi için uğraş veriyordu. " Eğer beraber yaşıyorsak ve birbirimizin hayatındaysak, sorunlarla beraber başa çıkmalıyız. Sen benim önüme kalkan olmamalısın."

          Jungkook iç geçirdi, şehre girmek üzerelerdi. Arabayı yolun kenarına çekip durduğunda Jimin'in haklı olduğunu biliyordu. " Biri bizi takip ediyor." demişti zorlukla. " Bana mesaj atıp duruyor. Senin tanıdığın biri Jimin, eğer ortaya çıkarsa senin bir saniye bile benim yanımda durmayacağını söylüyor."

        Jimin aralık dudaklarını birbirine bastırıp bir çırpıda söylediklerini yavaş yavaş sindirmeye çalıştı, şimdi her şey daha mantıklı gelmişti. Ardından kafasında tekrar hayatına giren ve çıkan insanları düşündü. " Aklıma kimse gelmiyor." diye mırıldanmıştı.

pretty when you cry| jikookWhere stories live. Discover now