21

4.6K 315 145
                                    

herkese merhaba, uzun bir aradan sonra sizinleyim çünkü eskisi kadar hızlı ve güzel yazamıyorum... umarım her şey sizin için güzel gidiyordur! sizi çok özledim, yorumlarınızı okumayı her şeyden çok özledim. tekrar gergin ve üzücü şeyler yaşamadan önce bir bölümümüz var ve fic de olmasını istediğiniz bir sahne, bir durum herhangi bir şey varsa bana iletin! ekleyebilirim ( eğer uygun bir durum yaratabilirsem.) ayrıca emoji koyduğum yerden bölüm sonuna kadar bir smut var...

lütfen yıldıza basmayı ve düşüncelerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın, görüşmek üzere!

forever - danger incorporated

   " İnanamıyorum sana Jeon!" demişti Jimin, elindeki valizi bir kenara bırakıp kiraladıkları eve girmeden bahçeye doğru çıkarken

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

   " İnanamıyorum sana Jeon!" demişti Jimin, elindeki valizi bir kenara bırakıp kiraladıkları eve girmeden bahçeye doğru çıkarken. Burası deniz kenarında özel olarak kiralanan evlerden oluşan bir siteydi, Jungkook birkaç dakikalık araştırmayla burayı bulmuştu ve ikisinin de rahatlaması için iyi geleceğini düşünmüştü. Koskocaman bir bahçesi vardı, bahçedeki havuz koskocamandı ve oldukça sessiz bir alandı. Şehrin ortasından buraya gelmek ikisini de rahatlatacaktı.

   Jungkook gülümseyerek valizleri içeriye bırakmış, bahçeyi inceleyen Jimin'in yanına çıkmıştı. Burası beklediğinden daha güzeldi, uzun bir yolculuğun üzerine buraya gelmek onu tatmin etmişti. Hamağa oturup sessizce inlemiş, tutulan boynunu ovuşturarak Jimin'in ona doğru yaklaşmasını izlemişti. " Buranın çok pahalı olduğuna eminim."

  " Jimin." demişti memnuniyetsizce yüzünü buruştururken. " Pek pahalı sayılmaz, bunu düşünmene gerek yok." Jimin dudaklarını birbirine bastırıp onun yanına oturmuş ve omuz silkmişti. " Kendimi borçlu hissetmekten alıkoyamıyorum kendimi."

   " İleride faiziyle ödersin." demişti Jungkook bunun gerçekleşmesine izin vermeyeceğini bilerek. " Senden istediğim şeyi biliyorsun, sınavda iyi bir sonuç çıkarmanı istiyorum."

   Jimin yavaşça kafasını sallamış ve etrafa bakınıp derin bir nefes almıştı. " Burası bize iyi gelecek, daha sıkı çalışacağım."

   " Baştan anlaşalım." demişti Jungkook, kolunu onun ince beline sararken. Jimin midesinde kelebeklerin uçuştuğunu hissetti, kafasını tamamen ona çevirerek göz göze gelmelerini sağladı. " Erkenden kalkacağız, öğleden öncesini ders çalışarak geçireceksin. Ben de çalışacağım. Sonra akşama kadar istediklerimizi yaparız, sonra biraz daha çalışacaksın. Tamam mı?"

  Jimin sessizce kafasını salladı, uslu uslu bakarken uzanıp dudaklarını onun dudaklarına bastırdı ve uzun bir öpücük kondurdu. Saat sabah beşti neredeyse, güneş doğmak üzereydi. Jungkook onun yanağını okşayarak alt dudağını hafifçe emdi ve iç geçirdi. " Biraz uyuyalım, sonra güzel bir gün geçiririz, olur mu?"

  " Olur." dedi Jimin ayağa kalkarken. " Evin içini merak ediyorum." diye mırıldandı önden giderken. İki katlı küçük bir villaydı. Bitişik mutfağı ve salonu, üst katında geniş bir yatak odası vardı. Jimin etrafı inceleyerek merdivenlere ulaştığında Jungkook da arkasından valizlerle onu takip etti. " Burası harikaymış..." diye mırıldandı geniş yatak odasına girdiğinde. Büyük bir camı vardı, denizi görüyordu. Ferahtı. " Kesinlikle ben de bayıldım."

pretty when you cry| jikookWhere stories live. Discover now