07

3.8K 463 178
                                    

yazdıklarımı hiç beğenmeyip sıfır motivasyonla devam ettiğim bir bölüm oldu. sonundan anlamışsınızdır👍🏼 ayrıca hiçbir bölüme oy vermeyip YB diye mesaj atıp yorum yapmanın tam bir saygısızlık olduğunu düşünüyorum. onun dışında güzel yorumlar yapan ve oy veren herkese çok tesekkür ederim. iyi ki varsınız <3 iyi okumalar dilerim. (şarkıyı belirttipim yerde açarsanız güzel olur.)

              Charlotte Cardin- Dirty Dirty
Bu yüzden yaşım, hayatım ve yüzüm için ağlayabilirim
Ve senin hakkında sahip olduğum tüm pis, kirli düşüncelerimi yıkacağım
Ve ağlayabilirim çünkü onun sahip olmadığı birçok şeye sahibim

              Charlotte Cardin- Dirty Dirty  Bu yüzden yaşım, hayatım ve yüzüm için ağlayabilirimVe senin hakkında sahip olduğum tüm pis, kirli düşüncelerimi yıkacağımVe ağlayabilirim çünkü onun sahip olmadığı birçok şeye sahibim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

        " Aldıklarımızı mı beğenmedin? Epeydir konuşmuyorsun." Jimin kendine çektiği dizlerinin üzerinden kafasını kaldırıp Jungkook'a baktığında birkaç saniye susmuştu. " Saçmalama. Hepsi çok güzel." Nemli saçlarında gezdirdiği parmaklarıyla hafifçe çekiştirmişti tutamlarını. " Pek fazla konuşan biri değilim."

Jungkook iç geçirip televizyon kanallarını geçmeye devam ederken Jimin'in gerçekten moralinin bozuk olduğunun fark edebiliyordu. Normalde de sessiz olsa da böyle asık suratıyla oturmuyordu.


Sabah spor salonundan çıktıktan sonra ikisi de bunun üzerine hiçbir şey konuşmamışlardı, Jungkook bu yaşanmamış gibi davranmıştı. Yine de Jimin'in tanınmamak uğruna resmen ona yapışabileceğini görmüştü, bu iş yüzünden dışarı çıkmak istemeyeceğini biliyordu. Ardından birkaç mağaza gezmişlerdi, Jimin başta epey çekingen yaklaşsa da Jungkook'un ısrarlarıyla bir şeyler almıştı.

Kanallardan birinde karşılaştığı ödül töreni duyurusuyla duraksamış, birkaç saniye sonra bunun ülke çapında ünlü bir tören olduğunu hatırlamıştı. Bu tören için iki bileti vardı, Hoseok'un ona yolladığını hatırlıyordu. Kafasını çevirip Jimin'e baktığında bakışlarını televizyonda gezdirdiğini görmüş, hızlıca tarihe bakmıştı. İki hafta sonra cumartesiydi, bu süre içinde onu ikna edebilirse onu götürebilirdi.

Şimdi saat dördü geçerken Jungkook'un karnı epey acıkmıştı, o yüzden hafifçe bedenini Jimin'e çevirmişti. " Hadi yemek yapalım."

Jimin kaşlarını kaldırıp ona bakarken Jungkook soru sorarcasına ona bakmıştı. " E yardım etmeyecek misin?"

" Ederim tabii." diye mırıldanmıştı ayağa kalkarken. " Üzerime bir şeyler geçireyim." Jungkook kafasını sallayıp ayağa kalkmış, mutfak dolaplarını açarak her şeyin olduğundan emin olmuş ve malzemeleri tezgaha dizmeye başlamıştı. Bir yandan cebindeki telefonundan şarkı açıp kenara bırakmış ve şarkıya mırıldanarak eşlik ediyordu.

        Jimin birkaç saniye sonra üzerinde ona oldukça büyük gelen bir sweattişörtle onun yanına gelmişti. Jungkook onu birkaç saniye süzmüş ve ellerini beline yerleştirerek ona dönmüştü. " Biraz büyük mü olmuş sanki?"

pretty when you cry| jikookWhere stories live. Discover now