22.Bölüm

100K 3.3K 918
                                    

# Blackistler, buyrun Kutay. Fotoğrafına bakmaktan yazamıyorum şuan. Söz sizde... -#

#Yorumlar açılmadıpı için silip bir daha yükledik bölümü#

#Adınını, instagram ve twitter hesabını vereyim. Buyrun; adı Felix Bujo, instagram adı @felixbujo , twitter adı @FelixBujo hadi iyi okumalar... #

O günü unutamıyordum.Kutay'ın yüzünü görmüştüm. Gözleri.. Gözleri o kadar güzeldi ki. Mavi ile yeşilin karışımı bir gökyüzü, iki şema halinde onun gözlerine sığmıştı. Gözlerine bakınca tüm o yıllar boyunca içinde aşkını saklamış; ufak, masum çocuğu görmüştüm.

Yukarıda onun yüzüne bakarken, aşağı inebildiğimizde hemen ortadan kaybolmuştu ve bende diğerlerine katlanmak zorunda kalmıştım.

Sabah uyandığımda günlerdir okula gitmediğim için kendimi garip hissettim. Üstümü giyinmeden önce balkona çıkıp gökyüzüne bakarak gülümsedim. "Merhaba Kutay'ın gözleri."

Üzerime gri bir pantolon ve gülümseyerek ince bir kapşonlu geçirdim. Mimarlık okuduğum için t cetvelimi ve çizimlerimi koymak için normalinden büyük resim dosyamı aldıktan sonra aşağıya indim.

"Günaydın anne."deyip annenin yanağına bir öpücük kondurduktan sonra ağzıma salam,peynir ve zeytin atıp telefonumuda alarak kapıya yöneldim.

"Görüşürüz anneciğim." dedim ve üzerinde bana göz kırpan süt lekeli botumu giydim.

Annem "Gece,yine bir şey yemedin." dedi ve iki elini göğsünün önünde bağladı.

"Seni seviyorum Elif Sultan.Haydi görüşürüz." dedim ve evden çıktım.

Kapıda taksiyi beklerken mesaj sesiyle içimde Kutay'ın mesajını bekleyen çocuk ayağa kalkıp dans etmeye başladı.

"Kapşonlu yakışmış." Gülümsedim ve cevap yazdım.

"Sana özendim. Pardon kapşon 'sana özgü' bir giyecekti değil mi ?"

"Ah, evet. Ama sayende artık geçerliliğini kaybetti. Sadece senin yanın da tabii."

Gülümsemekle yetindim. Önümde duran taksiye binecekken, beni durduran şey Doğa'nın sesi oldu.

"Gece, bir dakika bekle."dedi ve koşarak yanıma geldi. " Ben özür dilerim Gece. Gerçekten bende diğerlerine uydum. Uymaz olaydım. Lütfen affet beni."Söylediklerinden üzüldüğü belliydi.

"Tamam gel okula gidelim. Orada konuşuruz."dedim ve onuda alarak taksiye bindim.

• •

Okulun önüne geldiğimizde, taksiciye Doğa'yla aramızda birleştirdiğimiz parayı uzattım böylece arabadan indik. Okula gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Bundan çok da şikayetçi değildim aslında fakat mimarlık okuyan biri için bu açıklık kötü olabilirdi. Mimarlık Fakültesine doğru ilerlerken aklıma gelen şeyle Doğa'ya döndüm.

"Doğa sen çizim masasını aldın mı?"

"Allah kahretsin! Unuttum ben onu ya."

"Okul çıkışı alırız n'apalım."

"Tamam. Starbucks'a da gideriz değil mi?"dedi ve gülümsedi. Bu kız kahveye, daha doğrusu bir kahve mağazasına nasıl bu kadar aşık olabilir? diye düşünürken sınıfın önüne gelmiştik.

Doğa'nin havada kalan sorusunu "Tabii."diye cevapladığımda çoktan anfide boş bir yere oturmuştum.

Derse sekiz dakika vardı ve bundan büyük ihtimalle haberdar olan Pelin, Murat, Furkan, Esra ve Batuhan yanıma, daha doğrusu önümde oturan birkaç kızın yerine gelmişlerdi.

Blackened|SimsiyahWhere stories live. Discover now