27. Bölüm

51.4K 2.8K 1.1K
                                    

Sesi kulağımı doldurduğu anda gülümsemem yüzüme daha çok yayıldı. Arkamı döndüğümde Kutay, biraz önce arkamda bağıran çocuğa doğru eğildi. 

''Sizin gibi prenses bir kız mı bağırdı öyle?''

Bu iltifatlar küçük kızın hoşuna gitmiş gibiydi.

''Hayır. Ben bağırmadım. Şu abla bağırdı.'' diyerek beni gösterdi. Küçük kızın yanındaki annesi, biraz tebessüm ederek kızına ''Şşt. Ayıp kızım.'' dedi.

Kutay' ın gözlerini beni bulup geri küçük kıza döndü.

''Bence bu prenses de bağırmadı, küçük hanım.'' 

''Ama bu abla prenses değil ki!'' diye birden sesini yükseltti. Annesi onu bağırmaması için uyardı. Kutay doğrularak tebessüm etti.

''Her kız prensestir, küçük hanım.'' 

Minik kız cevap vermeyince annesi gitmek üzere hareketlendi.

''Kızım ablandan özür dilemeyecek misin?''

Annesinin zoruyla olsada minik kız benm yanıma doğru gelip sarıldı. 

''Özür dilerim abla.'' 

''Önemli değil canım.'' deyip güldüm. O da gülünce annesiyle birlikte el ele dışarı çıktılar. Minik kız giderken Kutay' a el sallamayı unutmamıştı tabii. Kutay da onlar gözden uzaklaşıncaya kadar el salladı. 

''Bunu alıyoruz.'' diyerek direk kasiyere hediyeyi verdi. Yanımda olmasına rağmen bana bakmıyordu. Şok olmuştum. Parayı ödedikten sonra çıkışa doğru ilerledi. Bende arkasından gittim. Bir süre konuşmadan sadece yürüdük. Çok yürümekten artık yorulmaya başlamış ve yavaş yavaş yürümeye koyulmuştum. Kutay arkasını dönmeden;

''Biraz sonra bir otobüse bineceğiz.'' dedi. Hala neden soğuk olduğunu çözemiyordum. Sorsam da söylemeyeceğini düşünüyordum. Yürürken bu konu konuşulmazdı. 

Kutay' ın dediği gibi biraz daha yürüdükten sonra otobüslerin gelip geçtiğini gördük. Merkeze doğru gidiyorduk. Kutay, hemen elini kaldırarak bir otobüsü durdurdu. Akşam olduğundan dolayı otobüs biraz kalabalıktı. Ve ayakta kalmak zorundaydık. Bir süre sonra çoğu kişi indi. Biz de oturmuştuk. Ben cam kenarına oturmuştum. Birinin beni izlediğini hissediyordum. Ama önümde sadece şoför vardı. Yanımdaki Kutay' ın ise benimle ilgilendiği yoktu. Sadece önüne bakıyordu. 

Hala izlendiğimi düşünürken yerimde rahatsızca kıprandım. Geri dışarıya bakmaya koyuldum. Kutay' ın birden yükselen sesini duyunca korktum.

''Gözlerinizi ikide bir dikiz aynanızdan çekip yola baksanız, daha güvenli olmaz mı, şoför bey?''

''Zaten yoluma bakıyorum, oğlum. Bir iki kere de dikiz aynasından yolculara bakıyorum. İşimi bana mı öğreteceksin?'' 

Gözlerim ikisi arasında gidip geliyordu.

''Estağfurullah bey amca. Tabikii senin bu şoförlük işinde bir geçmişin var. Ama geçmiş tecrübelerinden biri de kızları taciz etmek mi?'' 

''Bak doğru konuş çocuğum. Baban yaşında adamım ben.'' 

''Yeterince açık ve güzel uslüple konuştuğumu düşünüyorum. Ama artık gözleriniz ikide bir yanımdaki arkadaşıma bakmanızdan yorulmadı mı, merak ediyorum.''

Şoför konuşmayınca sözlerine devam etti.

''Ben de öyle düşünmüştüm.''

Beni dürterek kaldırdı. Arkasına döndü.

Blackened|SimsiyahWhere stories live. Discover now