1. Bölüm

226K 6.3K 1.6K
                                    



***

"O lanet olası çeneni kapat. Başım zonkluyor zaten."

"O kadar içmeseydin o zaman. Ben sana demiş-. Aa pardon. Ne desem bir önemi yoktu değil mi?"

Kapı girişinden duyduğum bağırışlardan sonra odamdan çıkıp oraya doğru yürüdüm. Annem ve babam kavga ediyordu. Yine!

"Bu kadarı yeter!" diye bağırdım. Cidden bu haftadaki kaçıncıydı bu kavgaları?

"Sen karışma!" diye bağırdılar aynı anda.

"Hahaha." diye sahte bir kahkaha attım. İkiside tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Unutmayın. Ben de ailedenim. Ve bu lanet kavgalarınızdan bıktım. Siz bencil insanların tekisiniz!"

"Bak hele ya. Anası kılıklı işte. Annesinden ne görürse yapıyor." diye bağırdı babam. Sarhoş olduğu belliydi. Salak saçma bir sırıtışı da yüzüne yerleştirmişti.

"Kızımızla doğru konuş Cüneyt! Ha bu arada evet. Kızımız!" dedi annem. -Mız ekini bastırarak.

"Boşversene sen. O benim için sadece paramı yiyen bir kız!" diye bağırdı babam.

Cidden bu tepkiyi beklemiyordum. Birden gözlerim dolmaya başladı. Sahi bu kaçıncı ağlayaşımdı?

"Cüneyt! Kendine gel!" annem böyle dedikten sonra yanıma gelip sırtımı sıvazlamaya başladı.

"Sadece sarhoş. Böyle dediğine bakma." dedi güven verircesine.

Ama hayır. Bu sefer cidden sinirlenmiştim. Gözlerim yanıyordu. Hiçbirini istemiyordum artık. Hiçbirini.

Yüzüme sahte bir sırıtışla annemin omzumda olan elini indirdim.

"Sizden ve kavgalarınızdan bıktım! İkinizdende nefret ediyorum!" diye bağırdıktan sonra hışımla odama çıkıp kapıyı sertçe kapattım. Onlar ne yaptı? Sadece bağırmaya devam ettiler.

Onların seslerini dahi duymak istemiyordum. Bunun içinde telefonumu, ardından da kulaklığımı yanıma alıp yatağımda uzandım.

Lupe Fiasco ft. Guy Sebastian - Battle Scars adlı şarkıyı açtıktan sonra biraz gözlerimi kapatıp, rahatlamaya çalıştım. Ama sonra birden gözlerimi açtım. Hayır. Olmuyordu. Sonra, telefonumun wifisini açtım. Annemler gelince kavga edeceklerini bildiğim için kapatmıştım. Çünkü o etrafımda sadece popüler olmak isteyen kişilerle konuşmak istemiyordum. Wifiyi açınca mesaj yağmuru başladı. Mesajlara baktığımda beni popülerliğim için kullanmak isteyen 'sahte' en yakın arkadaşlarımı gördüm.

Merve, Eda, Nermin, İdil... Sadece benimle arkadaş olmak istemiyorlardı. Popüler olmak istiyorlardı. Bunun farkında olduğumu da biliyorlardı. Ama hala yılışık yılışık davranıyorlardı. Yok kafeterya da ne yapacağız, yok şunları dövelim mi, yok şu, yok bu. Hepsi palavra. Dördü grup olmuş yanıma gelmek istiyorlardı. Ama rüyalarında görürler. Onları istemiyorum.

Ha birde asıl amaçları dostluğum olan iyiler de vardı.

Gizem, Tuğçe, İdel, Tansu.. Onlar sadece dostluğumu istiyorlardı. Benim popülerliğimi değil. Bunu bana ispatlamışlardı. Onlar popüler değildi. Onlar gerçekti. Yılışıkta değillerdi.

Ha bu arada ben Gece. Gece Arslan. Zengin ve mutsuz bir ailedenim. Babam Cüneyt, annem Elif İstanbul'un gözde iş ortaklarıydı. Ve kızları ben ise onlarla mutlu gözükmek zorundaydım. Evde kavga eden çift, dışarı da mutlu kesiliyorlardı. Bana tembihledikleri şey ise;

"Mutlu görünmeye çalış." Böyle salak saçma cümleyi söyleyip sanki gerçekten mutlu görüneceğimi sanıyorlarsa, yanılıyorlardı. Aslında mutsuz değildim ki. Güleç bir yüzüm vardı. Etrafımdaki insanlarla da mutlu gibiydim işte. Mesajlara bakmaya devam ediyordum. Ve çok(!) sevdiğim sevgilim Haktan da mesaj atmıştı.

Blackened|SimsiyahWhere stories live. Discover now