4.Bölüm

101K 4.5K 1.2K
                                    

*Multimediada Doğa var.*

Yaklaşık bir saattir rahat koltuğumda oturmuş müzik dinliyordum. Ama aklımı kurcalayan birçok şey vardı. Kapşonlu çocuk Haktan'a ne yapmıştı?

Beni nasıl bu kadar iyi tanıyordu? Bunları düşünmekten açtığım şarkıyı bile doğru düzgün dinleyemiyordum.

Bende beynimi tam anlamıyla meşgul edecek ve hiçbirşey düşünemememi sağlayacak olan bir şarkı açmaya karar verdim. Telefonumun müzik dosyasını kurcalarken 'Green Day-American İdiot' şarkısını gördüm. Ne zaman yüklediğimi hatırlamıyordum ama birkaç kez dinlemiştim.

********

Annemin kolumu dürtükleyip uyandırmasıyla geldiğimizi anlamıştım. Kulaklığımı telefonumdan ve kulağımdan çıkarıp cebime sıkıştırdım. Ardından annemi takip ederek uçaktan indim. Havaalanında bekleyen taksiye bavullarımız bizden önce gelmişti. Bizde hiçbirşeyi beklemeden taksiye binip evin yolunu tuttuk.

"Sakın üzülme, burda da iyi arkadaşlıklar kurabilirsin." Annemin sesini ilk defa bu kadar yoğun duygular içinde duyuyordum. Sanırım üzerimdeki berbat ruh halimi ona da bulaştırmıştım.

"Biliyorum. Bunun için uğraşacağım." Küçük bir tebessümün ardından telefonunu çıkarıp birşeylerle uğraşmaya başladı. Her zamanki iş kadını halleri işte. Bende onu umursamayıp koltuğuma biraz daha yerleştim ve müziklerimi baştan sona dinlemeye başladım.

Daha dört şarkı olmuştu ki taksi durdu. Ben eve doğru yürürken annem bavulları getiriyordu. Ev çok güzeldi. Ama asla ilk evim gibi sevemeyecektim onu. Üvey çocuğum gibi olacaktı büyük ihtimal. Sevecektim, ama diğerini daha fazla.

"Gece! Bir zahmet bavulunu odana götürsen?" Anneme olumlu şekilde kafamı salladıktan sonra elinden kendi bavulumu aldım. Evin kapısının önüne geldiğimde durup annemin anahtarla kapıyı açmasını bekledim. Kapıdan girdiğim anda dağınık ve fazlaca yerleştirilmiş eşyalar dikkatimi çekti.

"Anne, odam nerde?"

"Soldan ikinci kapı tatlım." Sesin nerden geldiğini veya annemin nerde olduğunu bilmiyordum. Sadece odama gidip biran önce rahatlamak istiyordum. Koridorda yürürken bir yandan da İzmir'de nasıl insanlarla tanışacağımı, neler yaşaycağımı düşünüyordum. Umarım düzgün bir yaşantım olur.

Odamın kapısını açıp içeri girdiğimde etrafı fazlasıyla inceliyordum. Odam büyük bir kare gibiydi. Kapıdan girince tam karşıda ebeveyn banyosu vardı. Banyo kapısının sağ tarafında büyük beyaz bir dolap, dolabın yanında da aynı beyazlıkta aynalı bir makyaj masası vardı. Makyaj masasının karşısında nevresimsiz, iki kişilik bir yatak ve yanlarında yatağın boyunda komidinler vardı. Ve son olarak bir balkon kapısı. Balkonları severdim. Özellikle büyük olanları. Bu yüzden hemen gidip kapıyı açtım. Balkon büyüktü ve yan evin bahçesine bakıyordu. Bizim evinde bahçesi vardı, ama bakımsız olduğu için daha çok kuru dallar ve ölü kuşlarla doluydu.. Bu görüntü üzerine yüzümü buruşturup içeri girdim.

Dolabın kapağını açıp kıyafetlerimi yerleştirmeye başladım. Çok fazla olmadığı için yerleştirmesi kolay ve kısa sürmüştü. Yerleştirirken fark ettim ki annemin sütyenlerinden biri benim bavuluma girmişti. Leopar desenli. Bu şeyleri nasıl giydiğini bilmiyordum. Gerçekten fazla... Şey... Imm... Seksi? Evet, kesinlikle.

Annemin iç çamaşırını sandalyemin üzerinde bırakarak mutfağa doğru yol aldım. Bugün çok fazla yorulmuştum ve biran önce uyumak istiyordum. Tabii ilk önce birşeyler yemeliydim. Dolabın kapağını açtığımda içinde hiçbirşeyin olmadığını gördüm. Gözlerimi devirerek dolabı kapattığım anda kapı zili çaldı.

Blackened|SimsiyahWhere stories live. Discover now