2. Bölüm

747 308 435
                                    

2. Bölüm

"ATEŞ"

Sabahtan akşama kadar gözümü kırpmadım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sabahtan akşama kadar gözümü kırpmadım.

Düşünüp durdum.

Boğuldum.

Üstelik suda bile değilim.

Sıkıntılı nefeslerimi dışarıya üfleyip zaten uyuyamadığım, sürekli dönüp durduğum yataktan doğruldum. Eve gelmiş, annemin kokusuna sığınmıştım. Kendimi ağlayınca eline şeker tutuşturulan bir çocuk gibi hissetmiştim. Her ne kadar çocuklar eline şeker tutuşturulunca sevinse de ben sevinemeyecek kadar kötüydüm.

Aklımda sürekli iki kişi çatışıyordu. Mesela neden o şeyi okuduğumdan beri şaha kalkan hislerim onu dinlememi söylüyordu? Ya da aklımdaki intihar fikirlerim neden yok olmuştu onu okuduktan sonra?

Bilemiyorum.

Belki de o kadar da cesaretli değilimdir.

Aklıma dünden beri belki bin kez okuyup durduğum o yazı gelince arkama yaslanıp gözlerimi pattım.

Kendini yalnız sanma diyordu ama ben nasıl öyle sanmazdım? Kendimi yalnız sanacak kadar kimsesizim bu hayatta.

Senin binlerce yıldızın var... Işıkları sönmüş bir kızın aydınlığı da olamaz biliyorum. Fakat yıldızlar aydınlatabilir miydi koskoca karanlığımı?

Onları görebilmek, başını kaldırmana bakar.

Bunları yazan kişi bilmiyor olmalıydı çünkü benim başım yerden kalkmıyordu.

Fakat sanırım yine de bunun bana yazılmış olmasına ihtiyacım vardı. Kendimi kandırmak gibiydi ama güzeldi.

Gözlerimi açıp durgun bakışlarımı pencereye çevirdim. Saat gecenin üçünü gösteriyordu ama perdenin dışına taşan ışıklar bunu yalanlıyordu. Sanırım bugün dolunay vardı. Sarsak birkaç adım atarak pencerenin önüne geldiğimde yanılmadığımı anlamıştım.

Karşımda her zamankinden daha çok parlayarak gökyüzünü süsleyen yıldızlar ve dolunay vardı. Ne hoş... Karanlığın bile bir aydınlığı vardı.

Sahi... Benim aydınlığım toprak olmuştu değil mi?

İçimin sıkıntısıyla titrek bir nefes vererek kollarımı bedenime sardım. Orada ne kadar kaldım bilmiyorum ama yıldızlar bir bir kaybolup yerini kapkara bulutlara bıraktığında kaşlarımı çattım. Bulutlar gökyüzünün ışığını çalmıştı. Sinir bozukluğuyla pencereyi kapatmaya yeltendiğimde bir şey oldu. Gözlerimi kısıp daha yakından bakmak isterken burnumun ucuna konan kar tanesiyle bir an afalladım.

Tarih aralık ayının bilmem kaçıydı, saat dörde geliyordu ve şehir karanlığa gömülmüşken beklemediğim bir anda karın yağışına şahit oluyordum.

LACİVERTWhere stories live. Discover now