30. Bölüm

218 49 108
                                    

30. Bölüm: Veda

Ve bir mavi kelebek,
Son kez çırpacak kanatlarını papatyasıyla vedalaşmak için. Son kez öpecek onu ve diyecek ki fısıltıyla;
Kime açarsan aç,
Kimde solarsan sol,
Kim sularsa sulasın seni,
Bizi güzel hatırla.

 Son kez öpecek onu ve diyecek ki fısıltıyla;Kime açarsan aç,Kimde solarsan sol,Kim sularsa sulasın seni,Bizi güzel hatırla

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


15 Şubat 2019

Merhaba ben Miray. Miray Aydın.

Bugün o gün. Doğum günüm. 15 Şubat 2020. Nasıl hissettiğimi bilmiyorum. Üzgün müyüm belli değil, ama asla mutlu değilim. Sanki hislerim ruhumla birlikte bana küsmüş gibi. Durgunum. Çabucak aklım dağılıyor asla doğru düzgün düşünemiyorum. İyi yapmıyordum evet ama yanlış yapmaya da mecburum.

Son beş gün o kadar hızlı geçti ki. Nasıl geçtiğini anlamadım. Bir köşeye geçip saf saf insanları izliyorum. Uzaktan da Esila beni izliyor. Yanında Rüzgar ve Yasemin. Hakkımda bir şeyler konuşuluyor bunun farkındayım ama asla tedirgin olmuyorum. Esilaya o kadar güveniyorum ki... Sırrımı başkalarına söyleyecek biri olmadığını adım gibi biliyorum. Sonra beni neşelendirmeye çalışıyor hepsi. Yasemin bile... Yasemin bile beni gülümsetmeye çalıştı bu beş gün boyunca. Ama asla içten bir şekilde gülümseyemedim.

Beş gün boyunca sadece yas tuttum.

Ruhumun bana küsmesine,

Ve Meriç'e.

Sadece yas tuttum kendimce. Elimden başka bir şey gelmedi.

Meriç'le yüz yüze bir çok defa geldik. Onun yanında farklı davranmak zorunda kaldım. İnandı da. Bu kendimi kötü hissettirdi. İki yüzlü biri oldum artık ve bunu kendime yediremiyorum. Ağır geliyor artık. Gitsem diyorum. Rahatlasam...

Ama biliyorum ki gittiğimde asla mutlu olmayacağım. Ben kimseyi unutmamaya gidiyorum lakin herkesi unutacağım. Herkesi de beni unutmaya mahkûm bırakacağım. İşte bu gerçek... Çok canımı yakıyor.

Sönmüyor.

Ateşler içine atıyorum kendimi anne... Kimse bilmiyor.

💔

Derin bir nefes aldım defteri kapatırken. Bu öyle kolay aldığım bir nefes değildi. Zorlanmıştım. Titremişti çenem. Gözlerim yaşarmıştı. Anlamıştım. Artık nefes almak bile zor gelecekti bana.

Sabaha karşı otobüse binip Eskişehir'e gideceğim. Orada benim varlığımdan bile haberi olmayan anneannem ve dedem var. Beni gördüklerinde ne yapacaklar, nasıl tepki verecekler, beni isteyecekler mi biliyorum ama aklıma başka kimse gelmedi. Beni istemezlerse orada bir hastaneye yatmayı planlıyorum. Ruhumun kapılarını ebediyen kapatmayı ve bir daha açmamayı...

En özel eşyalarımı koydum bavula. Meriç'le birlikte çekildiğimiz bir kaç fotoğraf, onun sweat'ı, annemden kalan bir kaç eşya, Esila'nın hediye ettiği tükenmez kalem, ve Meriç'in şemsiyesi. Bana uzattığı şemsiyesi...

LACİVERTWhere stories live. Discover now