9. Bölüm

329 196 141
                                    

9. Bölüm: "Sevmek en çok sana yakışıyor..."

"Duvarlarım yıkılıyor, ve ben deli gibi mutluyum!"

Sabah güne ısrarla çalan telefonun sesiyle uyandım

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.


Sabah güne ısrarla çalan telefonun sesiyle uyandım. Dün gece gerçekler biraz acımıştı kalbimi. Tamam... Yalan söyledim çok acımıştı. Ama bu olanlardan bir ders çıkaracaksam bu da annemin hiç bir zaman yıkılmadığı olacaktı. Annem bir çok zorluğa göğüs germiş, güçlü durmaya çalışmıştı. Bende bu öğrendiklerimle yıkılmayı değil ayakta durmayı tercih etmiştim. Ve bundan sonra da kolay kolay yıkılmayacaktım.

Çalan telefonu elime aldığımda yüzümde bir gülümseme oluştu. Arayan Meriç' ti. Ekranında ki yeşil tuşa basıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Biraz daha açmasaydın camını taşlayabilirdim." dedi ben telefonu açar açmaz. Gülümsedim.

"Sana da günaydın Meriç." dedim sırıtarak. Benim bildiğim Meriç kesinlikle mahcup olurdu bu cümle yüzünden.

"Günaydın... Pardon ben..." diye gevelerken ne kadar haklı olduğumun gururuyla yataktan kalktım. Banyoya gidip yüzümü yıkayacaktım. Telefonu hoparlöre verip tezgahın üzerine koydum. Yüzümü bir çırpıda yıkayıp kurularken Meriç'in sustuğunu hissettim.

"Meriç... Orada mısın?" diye sorarken ani kahkahası ile bir an korkup gözlerim kocaman açılmıştı.

"Sen ne yaptın öyle ya?" dedi kahkahalarının içinden. "Su sesleri falan. Sen telefonu hoparlöre mi aldın?" diye konuşurken gözlerimi devirdim.

"Yüzümü yıkadım Meriç. Sen ne sandın acaba?" dedim. Kısa bir sessizliğin ardından sandığı şeyin ne olduğunu anlayınca kıkırdadım. Bunu sanmış olamazdı herhalde...

"Miray... Tamam özür dilerim acilen bu konunun kapanmasını talep ediyorum." Yine Meriç, ve yine bizim normal olmayan diyaloglarımız... Aslında baya da komik oluyordu bu konuşma ama Meriç konunun kapanmasını talep ediyorsa iş değişirdi... Onu uyandırmak hoşuma gidiyordu.

" Tamam. Hemen değiştiriyorum. Sen neden aramıştın?"

"Ben neden aramıştım?" Dedi bir kaç saniye sessizlikten sonra birden "Ha!" dedi. "Kapının önündeyim, hazırlan gidiyoruz."

Koşar adım pencerenin önüne geldiğimde gerçekten de burada olduğunu gördüm.

"Meriç nereye gidiyoruz?"

"Bilmem nereye gidelim isterdiniz hanım efendi?" deyince ciddi misin dercesine baktım Meriç'e.

"Hadi hazırlan da gel on dakikan var." deyince hala kulağımda olan telefonun kapanma sesiyle kendime geldim. Pencerenin önünden çekilip dolaptan giyeceğim kıyafetleri seçmeye başladım. Ben ne giyecektim!

O kadar hızlıydım ki, bir yandan pantolonumu giyerken bir yandan da dişlerimi fırçalıyordum. Tabii bende bu gibi özellikler çoktur. Mesela su içerken koşabilirim ben ama bunu sakın evde denemeyin çok kötü sonuçlar doğurabiliyor. Sonra ailelerinizle davalık olmayalım...

LACİVERTWhere stories live. Discover now