23. Bölüm

125 52 110
                                    

23

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


23. Bölüm: "Anılarımızı sakla."

Kimi zaman masum bir rüya olmak isterdim küçük çocukların hayallerinde yaşayan...

Kimi zaman bir cehennem çiçeği...

Ve kimi zaman karanlık gecede, geceye inat parlayan bir yıldız...

Fakat elimde, olabileceğim tek seçenek vardı;

Ruhu yaralı bir mavi kelebek.

...

Babama baktım.

Üstündeki siyah takım elbiseden anlaşılacağı üzere insanların onu sevdiği belliydi. Babam saygın biriydi. Karşımda bir ayna olsaydı eğer babama ne kadar benzemediğimi size kanıtlayabilirdim.

İnsanlar beni sevmezdi.

İnsanlar işlerine yaramayan insanları sevmezlerdi. Tıpkı benim gibi.

Gözlerimi babamdan ayırıp ayakkabımın ucuna diktim. Beyaz spor ayakkabılarım yine kirlenmişti. Zaten temiz olan ne varsa elbet bir gün kirlenirdi.

Kirletirlerdi.

Derin, titrek bir nefes alıp son kez babama baktım. Artık gitme vakti gelmişti. Çok bile durduğumun farkındaydım. Hiç bir şey demeden arkamı döndüm. Yine o ruhsuz halime dönmüştüm. Konuşmaya bile mecalim yoktu -ki gerek de yoktu. Yine karşıma çıkma ihtimalini umursamadan yürümeye başladım. Bu hisle baş başa kalmayalı uzun zaman olmuştu.

Kendimi, koskoca kalabalığa rağmen yapayalnız hissediyordum. Ya da böyle hissetmeye zorluyordum. Dedim ya... Bana mutlu olmak yakışmıyordu bana göre. Kendimi herkes gibi görmüyordum ben. Elbet bir şekilde kusurumla ön plana çıkıyordum. Konu ben olduğumda hep kusurluydum. Sevemiyordum kendimi. Davranışlarımı, hayatımı. Şuan kendimi o kadar boş hissediyorum ki... Ama bunun geçeceğini biliyorum. Bunlar her zaman hissettiğim şeyler olduğu için bir şekilde toparlana biliyorum.

Biliyorum. Bunları hissedecek kadar bencilim, bir şekilde toparlana bilecek kadar da hissiz.

Sakince kaldırımdan yürümeye devam ederken babamın hâlâ arkamdan baktığını biliyordum. Daha sonra kulağıma bir motor sesi geldi. Tam arkama bakacakken motor dibimde durunca az önceki gibi bir tepki vermedim. Gayet medeni bir şekilde derin bir nefes alıp motoru kullanan kişiye çevirdim bakışlarımı. Kaskını yavaşça çıkartınca bunun Meriç olduğunu gördüm. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme peyda olurken son kez babama baktım. Her ne kadar şık ve gösterişli dursa da benim gördüğüm kişi şuan darmadağın bir adamdı.

Meriç elindeki kaskı önüne koyduktan sonra elini bana uzattı. Bir an bile tereddüt etmeden, babam ne der demeden elini tuttum. Diğer kasklardan birini kafama geçirip motorun arkasına bindim. Meriç de kaskı kafasına taktı ve motor hareketlenmeye başladı. Sıkıca Meriç'e sarıldıktan sonra yağ gibi akan yolda kendimi buldum.

LACİVERTWhere stories live. Discover now