18. Bölüm

196 92 131
                                    

Başlamadan önce oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.

Yukarıdaki şarkıyı temin edip başlayabilirsiniz <3

İyi okumalar.

İyi okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

18. Bölüm: "Son kez görene kadar..."

"Bizim kız çocuğuna bak sen... Kız çocuğu değilmiş meğer."

Önümde tanımadığım, amacının ne olduğunu anlamadığım Rüzgar, yanımda sadece bir günlük öğretmen olduğunu söyleyerek beni, hatta bizi zor duruma düşürmüş Meriç, etrafımda iki üç tane yüzleri beş karış olmuş kendi kendilerine fısır fısır konuşan insanlar... Pencereden sarkıp olayı anlamaya çalışan küçük sınıfları saymıyorum bile...

Ortalık bana göre bir kaos ortamı. Herkesin aklındaki tek soru, benim yeni öğretmenle okulun arkasında kuytu köşede ne işim var? Meriç'in ne düşündüğünü kestiremiyorum. Dikkatle Rüzgara bakıyor. Hatta öyle bakıyor ki sanki birazdan üzerine atlayacakmış gibi. Rüzgar desen halinden memnun. Ve benim aklımdaki tek soru, neden bu hale düştük ki şuan?! Ne gerek vardı yani?

Sinirle Meriç ve Rüzgara bakış atıp arkamı döndüm. Bizi izleyen kalabalığı küfür edercesine, çarpa çarpa geçtikten sonra okula girdim. Çıldırmamak için kendimi zor tutuyorum. Biliyorum, Meriç burada sadece bir gün olacaktı. Ama bu o gittikten sonra arkamdan duyacağım dedikoduları susturmayacaktı. Evet bende onu daha çok görmek istiyorum. Ama böyle değil! Bu şekilde değil!

Sonunda dersler bir bir geçmiş, son derse gelmiştik. Meriç'in dersine... Bu arada ise çok şaşıracaksınız hakkımda tek bir kelime bile duymadım. Arkamdan bile konuşmadılar. Hayretler içerisinde Esila'ya yanaştım.

"Şu anda benim hakkımda konuşmaları gerekmiyor muydu?" dedim oturduğum yerden gözlerimi kısıp sınıfa bakarak.

"Muhtemelen."

Bir kaç dakika sonra kapı açıldı Meriç  içeriye girdi. Herkes tek tek yerlerine geçerken ben kıpırdamadan Meriç'e bakmaya devam ettim. Basit bir Resim dersi... Hemen biterdi değil mi?

"Merhaba arkadaşlar..."  diye başladı konuşmaya. Herkes sessizce onu izlerken devam etti.

"Ben, Meriç. Sizin gibi öğrenci sayılırım. Şimdi uzun uzun kendimi anlatmayı çok isterdim ama yalnızca bir dersimiz var ve kendimi tanıtıp zamanımızı harcamak istemiyorum." dedi eline bir kalem alıp sınıfın ortasına geçti.

"Aslında bugün müfredatta olmayan bir konuyu işleyeceğiz." dediğinde sınıf kendi kendine konuşmaya başladı.

"Zaten resim derslerinin ne önemi var ki... Müfredattan gitseniz ne olur gitmeseniz ne olur..? Değil mi hocam?" dedi Rüzgar hocam kelimesini bastırarak. Tüm gözler Rüzgar'ı bulunca ona hak veren sesler duyuldu sınıfta.

Meriç manidar bir şekilde gülümseyip  konuşmaya başladı.

"Zaman diyordum en son... Kendimi tanıtıp da zamanınızı harcamak istemiyorum demiştim. Aslında bir insanı en iyi tanıma şekli, onu severek yaptığı işin başındayken izlemektir. Sizin severek yaptığınız bir iş var mı?" dediğinde bir kaç kişi parmak kaldırdı.

LACİVERTWhere stories live. Discover now