8. Bölüm

364 216 145
                                    

"Dilerim ki bir gün karşı karşıya geliriz baba... O gün sana soracağım hesabı kimseden görmeyeceksin."

8

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


8. Bölüm: Defne ve Onur...

"Bir kadın sevdi bir adamı delicesine..."

Yıllarca, yıllarca bir babamın olduğunu bilmeden yaşıyormuşum. Bu zamana kadar yanımda olsaydı belki de böyle olmayacaktım. Böyle insanlardan nefret eden, yanlız ve... Sürekli ağlayan birisi olmayacaktım... Hayat tarafından dışlanmam bir yana babamın olmayışı, daha doğrusu onun hakkında hiç bir şey bilmemem her zaman berbat bir duygu olmuştu benim için...

Küçükken annemle parka giderdik. Çocukların parka anneleriyle değil de, hep babalarıyla geldiklerini görünce dayanamayıp çocuklardan birinin yanına gidip sormuştum, "Senin baban nereden geldi?" diye. " Belki benim babam da oradadır. Beni bekliyordur belki de... Ne dersin?" demiştim çocuğa. Çocuk da bana " Babalar kötü çocukları sevmezler. Belki de senin baban o yüzden yoktur." demişti. O gün o kadar ağladım ki... Sanki bir suç işlemişim de babam o yüzden yokmuş gibi gelmişti o çocuğun söyledikleri. Düşünün ya babası olmayan küçücük bir çocuğa 'sen kötüsün o yüzden baban yok' nasıl denir ki... Ben o an yıkılmıştım. Hayatta mı değil mi onu bile bilmediğim babamın yokluğu bana ağır geliyordu.

Ama şimdi bir babam var ve o hayatta. Belki birazdan öğreneceklerim bana acı verecek, belki yıkılacağım. Ama ben zaten hep yıkılmadım mı bu zamana kadar? O yüzden babam olan kişinin neden annemi terk ettiğini öğrenecek ve gerekirse onu bulacak, hesabını soracaktım.

Elimdeki defterin ilk sayfasını okuduktan sonra içinde yazan kolyeyi kutunun içinden çıkardım. Kolyenin üzerinde mavi bir kelebek vardı. Oldukça harika bir kolyeydi bu. Babam gerçekten zevkli biriymiş doğrusu. Elimdeki kolyeyi boynuma taktım. Annemden kalmıştı ne de olsa... Defterin ikinci sayfasını açtım.

31 Mayıs 1998

Bugün adını bilmediğim yabancı yanıma geldi. Kolyeyi boynumda görünce bana "mavi kelebekler çok zor bulunur ve yaşamı temsil ederler. Bu kolyenin sana layık olduğunun bir ispatı." dedi ve gitti. Onunla tanışmayı o kadar çok istiyorum ki... Bana ettiği iltifatlar ve aldığı hediyeler beni çok mutlu ediyor. Biliyor musun aramızda kalsın ama o çok yakışıklı biri. Böyle... Dağınık kahverengi saçları var, gözleri simsiyah. Baktıkça içi gidiyor insanın... Umarım bir gün adını da öğrenirim.

Defne AYDIN

Her zaman merak etmiştim annemle babamın nasıl tanıştığını, böyle tanışmışlar demek ki. Hem de kolyenin  çok özel bir anlamı varmış. Mavi kelebek... Yaşamı temsil ediyormuş ve babam annemi mavi kelebek olarak görüyormuş. Peki, babam annemi o kadar çok seviyorken neden terk etmişti? Neden yaşam kaynağı olarak gördüğü bir kadından vazgeçmişti? Neden...

Bir sürü nedenler, belkiler, keşkeler olabilirdi. Ama bu, babamın annemi terk edip gittiği gerçeğini değiştirmezdi. Ayrıca arkasında sessiz bir enkaz bırakarak... Annemi sessiz bir enkaza benzetiyordum. Sevgi doluydu yıkılmayı sevmeyen biriydi. Ama ruhu, çoktan yıkılmıştı ve bunu ben bile görememiştim. Gerçekten merak ediyordum annem gibi birini neden bırakıp gittiğini. Tüm cevaplar bu defterdeydi. Ve bu defter de olmasa, iyi yada kötü belki de ben babamı hiç tanımayacaktım.

LACİVERTWhere stories live. Discover now