13. BÖLÜM "SÖZ" / 1.Kısım

14.3K 765 62
                                    

Multimedia: Serhat

Herkese merhabalar, bu bölüm fazlasıyla uzun olduğu için okurken sıkılabileceğinizi düşündüm ve iki kısma ayırdım. İkinci kısmı da birazdan ekleyeceğim.

Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Keyifli okumalar diliyorum!

🖤

O olayın üstünden bir hafta geçmişti.

Bir hafta boyunca, biraz kendi isteğim biraz da abimin baskısıyla dışarı çıkmamıştım. Hafızamdan silmek istediğim o günün ardından, abim ve Ayça'nın bana olan düşkünlüğü iyice artmıştı. Abim evde daha çok zaman geçirmeye çalışıyor, Ayça telefonunu kurcalamak yerine birlikte yemek yapmayı ya da temizlik yapmayı teklif ediyordu. Eh, söylemek gerekirse çabaları boşuna da gitmiyordu. Aklımı dağıtmama yardımcı oluyordu.

Fakat, unuttukları bir şey vardı. Her zaman da yanımda olamazlardı. Gece olup da herkes yatağına çekildiğinde, kendimi iyi hissettiğimi ve atlattığımı düşünsem bile ilk günler hiç de kolay geçmemişti.

Tek başıma kaldığım an, o gece, gözümde tekrar ve tekrar canlanıyordu. Bunu engelleyemiyordum. Tahmin ettiğimden çok daha fazla etkilenmiştim.

Gelecekte nelerin olacağını düşünmek, yorucu bir hal almaya başlamıştı.

İlk bir kaç gece, doğru dürüst uyku uyuyamıyordum. Yatağıma uzanıp, kitap okuyor bazen de film izliyordum. Ne zaman gözlerimin yavaş yavaş kapanmaya başladığını hissetsem, kendime engel olamıyor ve kendimi yine o geceyi düşünürken buluyordum. Böylece nadir de olsa bana uğrayan uyku, toz bulutu misali dağılıp gidiyordu.

Bünyemin uykusuzluğu daha fazla kaldıramayacağını hissedip de yorgunluktan uyuyakaldığım geceler ise, çığlıklar eşliğinde geri kalkıyordum. Kan ter içinde gördüklerimin kabus olduğuna kendimi ikna ediyordum.

Abim, seslerimi duyup istisnasız her gece yanıma geliyordu. Ben ona sarılıp sarsılarak ağlarken, yanımda durup saçlarımı okşuyordu. Farkındaydım. Böyle yaparak, acıyı sadece ben çekmiyordum. Abim de, Ayça da benimle birlikte sessizce içlerine akıtıyordu gözyaşlarını.

Bunu fark ettiğim an, üzülmekten çok kendime kızmıştım. Onları üzmeye, kendimle birlikte yıpratmaya hakkım yoktu.

Özgür'ün beni eve getirdiği gece kendimde bir güç bulmuştum, her şeyin üstesinden gelebileceğimi düşünmüştüm. Ama ne abim, ne de Özgür henüz buna hazır olmadığımı düşünmüş olacak ki, bundan sonra yapacağımız hamlelerin ne olduğunu öğrenmeye çalıştığımda kibarca beni yanlarından kovmuşlardı.

O zamanlar, bu duruma çok kızmıştım çünkü bir şekilde olayların merkezinde ben vardım.

Ortada bana karşı oynanan çok büyük bir oyun vardı ve belki de en çok benim bir şeylerin üstüne gitmem gerekirken, oyundan saf dışı edilmiştim.

Abim beni fazlasıyla iyi tanıdığı için, beni odama yolladıktan sonra Özgür'le ikisi dışarıya çıkmıştı. Evde kalıp konuşsalar, ne yapıp edip onları dinleyeceğimi biliyordu.

O gece abim, sabaha karşı eve gelmişti. Neler olup bittiğini bilmiyordum ama geçen bir kaç günün ardından beni bu konudan uzak tuttukları için minnettardım.

Zira psikolojik olarak henüz o kadar da iyi durumda olmadığımı, kabullenmem gerekiyordu.

Geçen günler boyunca, Özgür bazen beni telefonla arayıp durumumu soruyordu. Uzun bir konuşma gerçekleştirmesek de, sesini duymak bana iyi geliyordu. Aramaya müsait olmadığı zamanlar ise mesaj atıyordu.

Sıcak KahveWhere stories live. Discover now