23. BÖLÜM "DEPO" / 2. KISIM

8K 583 108
                                    







Günün geri kalanı normal seyrinde ilerlemişti. Hep birlikte yemek yemiş şimdi de salonda oturmuştuk. Televizyonda rastgele bir film açıktı. Konusu ilgimi çekse de, bedenim dinlenmem gerektiğine dair sinyaller yollamaya başlamıştı.

Başım bir kez daha abimin omzuna düştüğünde, bu sefer kalkmak için her hangi bir harekette bulunmadım. Zira yerimi yadırgamamıştım, ellemeseler sabaha kadar burada uyuyabilirdim. Abim benim kadar rahat etmemiş olacak ki, omzunu indirip kaldırdı.

Hoşnutsuz mırıltılar çıkardım ama gözümü açmadım.

Bir kaç kez daha uyandırmak için çaba gösterse de hepsinde yanıtsız kaldığından dolayı, yumuşak bir sesle, "Gizem," diye seslendi abim. "Hadi bir tanem, odana götüreyim seni."

"Kendim giderim, çocuk değilim ben," diye mırıldandım. "Ama burası rahat. Üşendiğimden değil yani."

"Aynen canım, sen hiç üşenmezsin zaten," dedi abim alayla. "O yüzden her seferinde seni sürükleyerek odana götürüyordum küçükken."

Hafiften açılan uykum, o günleri düşünmeye itmişti beni. Sinirlenerek elimi göğsüne vururken, "Pislik," diye homurdandım. "Gerçekten bacağımdan tutup sürüklüyordun."

"Ne yapayım kızım? O zamanlar şimdi ki gibi kaslı değildim," derken diğer kolunu kaldırıp kaslarını göstermişti. Gözlerimi devirdim. "Ayrıca, o zamanlar kilon azımsanmayacak gibi değildi."

"Sensin ayı!" diye bağırdım başımı omzundan kaldırıp. "Öküz!"

"Ya bir susun!" diye çemkirdi Ayça. Bir elinde televizyon kumandası, sesi sonuna kadar açıyordu. "Filmi izletmediniz."

Abime döndüm. "Bu aralar bir değişik senin bu karın."

Abim de yavaşça başını salladı. "Hiç sorma kız valla, ne çektiğimi bir ben bilirim."

"Duydum Serhat," dedi Ayça elini tehditkar bir şekilde sallayarak. "Kendine triplerden trip beğen."

"Yanlış anladın hayatım sen," dedi abim hemen kıvırarak. Ayça'nın değişmeyen yüz ifadesini görünce, hüzünle omuzlarını düşürdü. "Tamam yarın kahvaltıyı ben hazırlarım. Olur mu?"

Ayça tüm dikkatini televizyona vermeden önce bıyık altından güldüğünü görmüştüm. "Olur."

Güldüm. Ayça ne yapıp edip istediğini yaptırmanın bir yolunu buluyordu. Bu aralar fazla alıngan olmadı da bu isteklerini yaptırmasında işini kolaylaştırıyordu.

Televizyondaki film hız kesmeden devam ederken, Ayça pür dikkat polisten kaçan suçluyu izliyordu.

Uykumun yeniden bastırdığını fark etmemle ayağa kalktım. "Benden bugünlük bu kadar," dedim. "İyi geceler."

Ayça sanki dünyanın sonuymuş gibi filmi izlerken, bakışlarını televizyondan ayırmadan hızlıca elini salladı.

Salondan çıkmadan önce abim arkamdan bağırdı. "İyi geceler abim."

Odama girdiğimde hızlıca üzerimdekilerden kurtulup, pijama takımımı üstüme geçirdim. Işığı da kapatıp yatağa geçtiğimde, vücudumdaki bütün kemiklerin sızladığını hissetmiştim. Bir kaç dakika sonra yorgunluktan bayılacağım kesindi.

Tam gözlerimi kapattığım sırada, çok yüksek olmayan bir ses duydum. Yatağın içinde doğrulup, karanlık odada gözleri gezdirdim. Kitaplığın raflarında sıralı duran kitaplarım hala yerli yerindeydi. Bakışlarımı çalışma masasına çevirdiğim sırada, ses bir öncekinden daha kuvvetli bir şekilde çıktı.

Sıcak KahveWhere stories live. Discover now