25. BÖLÜM "ALIKOYMA"

11.4K 702 221
                                    


Uzun bir aradan sonra yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beklentilerinizi karşılayan bir bölüm olur ve severek okursunuz ❤  Bol bol satır arası yorum bekliyorum, beni yazmaya teşvik ediyor. Oy vermeyi de es geçmeyiniz lütfen

Keyifli okumalar diliyorum!


Doğum ve ölüm.

Birbirine bu kadar zıt ama bir o kadar da yakın olan iki kelime. Biri insan hayatının başlangıcını, diğeri ise sonunu temsil ediyordu. Yeni doğan bir bebek, geldiği ortama neşe ve huzur veriyordu. Yeni hayallerin, yeni umutların başlangıcı oluyordu. Sabırsızlık içinde beklediğin o 9 ayın sonunda, kollarının arasına aldığın küçük beden, seni tüm dertlerinin arasından sıyırabiliyordu.

Annem, beni kucağına aldığı ilk zaman için iki duygunun birbirine karıştığını söylerdi. Bir yandan sonsuz bir mutluluk duyarken, diğer yandan ölesiye korktuğunu anlatır dururdu. Yeni doğan bebeklerin geneline göre kilom oldukça az, organlarım oldukça güçsüzmüş. O kadar küçükmüşüm ki, nefes alabiliyor olmam bile aileme mucize gibi geliyormuş. Her uyuduğumda annem sürekli, yüzünü bana yaklaştırıp nefes alıp almadığımı kontrol ettiğini söylerdi.

Kaç yaşında olduğunuz fark etmiyordu. Ölüm, yaş tanımıyordu. Yeni doğan bir bebek, uyuduğu pozisyondan dolayı nefes alamayıp ölebiliyordu. Bunun yanında, hasta ve yaşlı bir insan da içindeki hastalıkla savaşıp, iyileşebiliyordu.

Hayat, tahmin edilemezdi.

Ön görülemezdi.

Sen, ailene yeni bir üye katıldı diye sevinirken, başka bir ailenin umutları yıkılıyordu. Başka bir insan gözlerini sonsuzluğa kapatıyordu. Bir ev şenlenirken, diğer evin ocağı sönüyordu.

Ailemize yeni katılacak olan bir üye...

İçim tarifi imkansız bir mutlulukla doluydu. Belki de uzun zaman sonra duyduğum en sevindirici haber buydu. Beklenmedik bir anda gelen, içimizi yeşerten bir haber.

Ayça hamileydi.

Hala olacaktım.

Abim duyduklarına bir türlü inanamamıştı. Tepki vermeden bir kaç saniye Ayça'ya boş gözlerle bakmış, ardından da kafasını iki yana sallayarak o anki durumun gerçekliğini sorgulamıştı. Kötü bir konuşmanın ortasında aldığımız bu haber hepimizi şaşkınlığa sürüklemişti. Ama ardından gelen o sevinç... her şeyi silip süpürmüştü.

Mutlulukla parlayan gözlerimle karşımdaki tabloyu izlerken, Özgür'ün beni kendine çekmesiyle sırtımı onun geniş göğsüne yaslamıştım. Çok değil, kısa bir süre sonra Ayça istediği tepkiyi alamamış gibi kaşlarını çatıp, abime bakmıştı. Elleri hala karnında, belli belirsiz hareketlerle okşuyordu.

"Hamileyim," dedi üstüne basa basa. Gözlerini kocaman açmış, abimin donuk gözlerine bakıyordu. Abimin iki yanında pervasızca sallanan ellerinden birini tutup, karnının üzerine yerleştirdi. "Baba olacaksın." Hafifçe abimin yanağına vurdu. "Tepki versene be adam!"

Anlık bir titremeyle kendine gelen abimin gözlerinin dolduğunu gördüm. İçim bir anda sıcacık oluvermişti. Serhat Karalar... öyle güzel bir adamdı, öyle bir merhamete sahipti ki, çok iyi bir baba olacağına en ufak bir şüphem dahi yoktu.

Sevdikleri onun için en önde gelirdi. Canı pahasına onları korur, tek bir yerlerine zarar gelmesine izin vermezdi. Ayça tüm bu yaşanılanlardan sonra, bebeği için endişe etmişti. Korkmuştu. Ben ise abimin bu haberle daha da güçleneceğinin bilincindeydim. Bu saatten sonra önüne kim çıkarsa çıksın, Serhat Karalar'ı eskisinden daha da güçlü bulacaktı.

Sıcak KahveWhere stories live. Discover now