15. BÖLÜM "TUZAK"

13.2K 729 157
                                    

Herkese, merhabalar!

5K olmuşuz 🎉 Oy veren, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Desteğinizi hissetmek benim için çok önemli.

Keyifli okumalar diliyorum!

Multimedia: Özer Atik- Vurursan Yıkılmam


Odamın açılan kapısıyla, kaldığım yeri unutmamak için, ayracı sayfanın arasına sıkıştırıp kitabı kapattım. Başımı kaldırıp kapının eşiğine dayanmış Ayça'ya baktım. Savaştan çıkmış gibi saçı başı dağınıktı ve ayrıca kilometrelerce koşmuş gibi nefes nefeseydi.

Yatakta doğrulup, "Ne oldu sana?" dedim merakla onu baştan ayağa süzerken.

Koşarak yanıma gelip, pat diye yatağa oturdu. Sağ elinin üç parmağını kaldırarak gözümün önüne getirdi. "Üç kilo almışım, üç," diye mırıldandı ağlamaklı bir ses tonuyla. "Hiç bir kıyafetim üzerime olmuyor. Ne giyeceğim ben şimdi ya? Düğüne de bir hafta kaldı."

Yatakta doğruldum ve onun gibi bağdaş kurdum. "Ne düğünü?" dedim diğer söylediklerini es geçerek.

"Ne düğünü olacak canım?" dedi ellerini havada sallayarak. "Umut'un işte." Tepkimi görünce gözlerini kocaman açıp, "Bilmiyor muydun yoksa?" diye sordu.

Alnımı sıvazladım. "Biliyordum da, tarihinin bu kadar yakın olduğundan haberim yoktu."

"Neyse," dedi Ayça. Gözlerinde muzip bir ifadeyle bana döndü. "Şimdi benim aklıma bir fikir geldi."

"Gönder gelsin bakalım."

Sırıttı. "Şimdi sen Ankara'dan geldiğin için yanında düğünde giyebileceğin bir elbise getirmediğini düşünüyorum, doğru muyum?" Başımı salladım, ihtiyacım olabileceğini hiç düşünmemiştim. Kendini gösterip devam etti. "Ben de malum bir kaç kilo aldığım için, eski elbiselerimin içine giremiyorum."

Başını eğip masumca gülümsedi. "O yüzden hazırlan gidiyoruz."

Bir şeyler karıştırdığının bilincinde, "Gidelim de," dedim gözlerimi kısarak. "Sen ne haltlar karıştırıyorsun?"

"Hiç," dedi omuz silkip. Yataktan kalkıp, geriye doğru bir adım attı. "Bu planı sana anlatmadan önce planlamış, hatta yürürlüğe sokmuş olabilirim. Ha bir de Serhat'ı aramış olabilirim, tabi ki tek başımıza gitmemize izin vermedi."

Yapmacık bir şekilde güldü. "Aksiliği görüyor musun? Serhat'ın işi varmış, tabi bunu duyan Özgür de hemen atlamış, ben götürürüm abi sen merak etme demiş."

Gözlerim kocaman açıldı. "Ayça!"

"On dakikaya burada olur, çabuk ol!" dedikten sonra apar topar odadan çıktığında, arkasından bakakalmıştım.

Abimin imaları yetmemiş bir de başıma Ayça çıkmıştı.

Hala yerimde durduğumu fark edince silkelendim ve dolabıma doğru ilerleyip, bol paça bir kot üzerine de vücudumu saran siyah bir kazak çıkardım ve aceleyle giyindim. Saçlarımı kendi halinde bırakmayı tercih edip üstün körü taradıktan sonra, göz altlarımdaki morluğu gidermesi için göz altı kapatıcısı ve kirpiklerime de rimel sürdüm. Son olarak da dudağıma renkli bir nemlendirici sürüp, aynadan kendime baktım ve hazır olduğuma karar verdim.

Çantama gerekli eşyaları yerleştirdiğimde, kapı çalmıştı. Ayça odasından, "Sen aç!" diye bağırınca gözlerimi devirdim ve odamdan çıkarak kapıyı açtım.

Özgür, siyah bir kot pantolonun üzerine haki yeşili bir gömlek giymiş ve onun da üzerine yine siyah bir kazak giymişti. Saçlarının hafif nemli olduğunu görünce, bize gelmeden önce eve uğradığını ve duş almış olduğunu anladım.

Sıcak KahveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin