14.BÖLÜM "GEÇMİŞ"

13.5K 761 101
                                    

Multimedia: Can Ozan- Lavinia

Oy ve yorumlarınızı esirgemezseniz çok sevinirim 🖤

Keyifli okumalar diliyorum!


Son bir saattir yaptığım işleme devam edip, ellerimin arasındaki telefonu gergince parmaklarımın arasında çevirmeyi sürdürdüm.

Elim sürekli Özgür'ün numarasına gidiyor, sonra vazgeçip ekranı kapatıyordum ve aynı işleme kaldığım yerden devam ediyordum.

Eve dönene kadar abimi bir şeyimin olmadığı konusunda, ikna etmeye çalışmıştım. Titreyen ellerim ve donuk bakışlarım ilgisini çekmişti. Değişen ruh halimi fark etmesi oldukça normaldi zira sakin kalamayacağım kadar büyük bir korku, kalbimin tam da orta yerine çökmüştü.

Abim, tüm ısrarlarına rağmen cevap alamayınca benim bir şey anlatmayacağıma ikna olmuş, eli mecbur sessizleşmişti. Dakika başı bana endişeli bakışlar attığını göz ucuyla fark etsem de elimden gelen bir şey yoktu.

Rengimin attığına emindim.

Arabayı evin önünde durdurduktan sonra onu beklemeden koşar adımlarla eve çıkmış ve kendimi deyim yerindeyse odama kapatmıştım. Ayça, abimi zor da olsa yaşadığım olaylardan dolayı böyle davranabileceğimi ve biraz zaman tanıması gerektiği söyleyerek, beni yalnız bırakması gerektiği konusunda ikna etmişti.

O zamandan beri yanıma kimse gelmemişti.

Bende montumu bile çıkarmamış, yatağa sırtımı dayayarak yere çökmüştüm. Kafam o kadar karışıktı ki, neyi düşüneceğimi şaşırmış bir vaziyetteydim.

Kendimce bunun nasıl mümkün olabileceğini düşünüp duruyordum. Daha sonrasında ise aklım sadece bir noktada takılı kalıyordu.

Emin olduğum tek bir şey vardı, abim en başından beri dışarı çıkmamam gerektiği konusunda haklıydı. Onu dinlemeyip burnunun dikine giden yine her zaman ki gibi ben olmuştum.

Son bir haftadır her hangi bir sorun yaşamamış olmam bana nereden geldiğini bilmediğim anlamsız bir güç vermişti. Oysa ki ortalığın durulmasında ki tek neden evden dışarı çıkmamış olmamdı.

Bu sabah yoğun ısrarlarım sonucu yürümek için evden çıktığımda, takip edilmiştim. Belki de bir hafta boyunca benim dışarı çıkacağım zamanı kovalamıştı. İstediği an geldiğinde ise uzaktan uzağa beni takip etmişti.

Çocuk parkında yaşanan olaylara tanıklık edecek kadar yakınımdaydı ve ben bunu görememiştim. Beni izleyen bir çift gözün varlığından tamamen habersizdim.

Boş duvara sabitlemiş olduğum gözlerimi, avucumdaki telefona indirerek attığı mesajları tekrar gözden geçirdim.

Mesajları defalarca okumama rağmen, o cümleye gelince duraksadı.

"Halbuki ben de senin tarafından kurtarılmayı beklemiştim. Benim için savaş istemiştim."

Haklıydı.

Benden istediği bazı şeyler vardı.

Yaparsam kendime olan saygımı yitireceğim, Gizem olmaktan çıkacağım şeyler.

Belki de yapsaydım, geriye bir Gizem bile kalmayacaktı.

Hayatım boyunca bencil bir karakterim olmadığını düşünmüştüm, kendimden çok çevremdeki insanların düşüncelerine önem vermiştim. Onlar kırılmasın, ben kırılsam da olur demiştim.

Sıcak KahveWhere stories live. Discover now