16. BÖLÜM "PLAN"

13.6K 675 91
                                    


Multimedia: Özer Atik- Ne Yazar

Herkese merhaba!

13K olmuşuz! 🖤Daha 2 hafta önce 500 okunmam var diye sevinirken şimdi hızla büyüyoruz ve ben bu durumdan çok mutluyum. Ayrıca bazı kategorilerde 1. sıraya bile yerleşmişiz. Okuyup oy veren ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Sizlerin fikrini görmek, beni yazmaya daha çok teşvik ediyor inanın!

O zaman bu bölümde, bol bol satır arası yorum görmeyi bekliyorum! Oy vermeyi de lütfen unutmayınız.

Keyifli okumalar diliyorum!


Gözlerimi araladığımda ilk hissettiğim şey ensemdeki keskin ağrı olmuştu. Yarattığı etki görmezden gelinecek gibi değildi. Başımı sağa doğru oynatmaya çalıştığımda ağzımdan kaçan acı dolu inlemeyi engelleyemedim. Ense kökümdeki ağrı, hızlı bir şekilde yol alarak tüm vücudumu etkisi altına almıştı.

Başımı sabit tutarak etrafıma bakınmaya çalıştığımda bir hastanede olduğumu anlamam uzun sürmedi. Gözlerimi biraz daha kaydırdığımda, kollarını göğsünde kavuşturmuş yorgun bir yüz ifadesiyle koltukta oturan abimi gördüm.

Uyandığımdan habersiz, boş bir ifadeyle hastane odasındaki fayansları ilgi çekici bir film gibi izliyordu.

Kuruyan boğazımın verdiği ağrıyı gidermek ve abimin dikkatini çekmek için öksürdüm. Abimin bakışları hızla bana döndü ve anında doğrulup yanıma geldi.

"Su verebilir misin?"

"Bekle," deyip odanın ilerisindeki mini dolaba ilerledi ve biraz karıştırdıktan sonra elinde suyla yanıma geldi. Son zamanlarda gözlerinde görmeye alışık olduğum endişeli bakışları üzerimde dolaştı. "Kalkabilecek misin?"

Doğrulmaya çalıştığımda başıma giren keskin ağrıyla yüzümü buruşturup, başımı yastığa geri bıraktım. Zorlandığımı görünce derin bir nefes aldı ve su şişesini komodine bıraktı. Omuzlarımdan tutup beni kendine doğru çektikten sonra, sırtımdaki yastığı dik bir konuma getirip arkama yaslanmamı sağladı.

Dudaklarımın arasına koyduğu şişeden bir kaç yudum aldıktan sonra, boğazımdaki ağrının hafiflemesiyle rahatlayarak geriye doğru yaslandım.

Abim, çekingen bir tavırla yatağın kenarına oturup, gözlerini üzerimde gezdirdi.

Söyleyeceği çok şey varmış da nereden başlayacağını bilemiyormuş gibi sessiz geçen bir kaç dakikanın ardından, "Nasıl hissediyorsun?" diye sordu derin bir nefes eşliğinde.

"İyiyim," diye mırıldandım. "Sadece başım ağrıyor."

"Normal," dedi homurdanarak. "Başını oldukça sert çarpmışsın."

Gözlerimi kaçırdım ve bir kaç mırıltıyla onu onayladım. Olup bitenlerden ne kadar haberi vardı, bu konuda emin değildim.

Kendimden geçmeden önce, en son Özgür'ün sesini duyduğumu hatırlıyordum. Onun beni bulmuş olmasının verdiği rahatlamayla gözlerimi kapadığımı anımsıyordum.

Sonrası koca bir boşluktu.

Özgür beni hastaneye getirmiş olmalıydı.

Peki, şimdi neredeydi?

Mert'le konuşmak için mağazadan çıktığımda, Ayça'yı Özgür ile bir başına bırakmıştım. Mert'in alışveriş merkezinde olduğunu öğrendikten sonra, etrafımdaki kalabalığın kopan gürültüden dolayı yavaş yavaş azaldığını fark ettiğimde, içimi kaplayan endişeyle gereksiz bir harekette bulunduğumu geç de olsa anlamıştım.

Sıcak KahveWhere stories live. Discover now