2.5

178 22 52
                                    

Güneş ışıklarının aydınlattığı mutfakta herkes yemeklerini yemek ile meşguldü. Jisung, dün gece rüyasında gördüklerinden bahsederken 2 kişi hariç herkes ona dikkat kesilmişti. Jeno ve Jaemin, Jisung'un konuştuklarını duyamayacak kadar dalgınlardı.

Jeno'nun zihni dün geceki Jaemin ile olan öpüşmesinden başka hiçbir şey düşünemiyordu. Ne düşünmesi gerektiğini hiçbir şekilde bilmiyordu. Bir anlık düşünmeyi bırakarak yaptığı şeyi eğer düşünmeyi bırakmasa da yapar mıydı? İçgüdülerinin esiri olmuştu ve yapmaması gereken bir şey yapmıştı. Gece yaptığı şey, dün gerçekleşen bir sürü olaydan, bu dünya ile ilgili öğrendiklerinden, daha büyük bir bilinmeze, bataklığa sürüklemişti. Kendisi bile tam olarak Jaemin hakkında ne düşündüğünü kafasında belirleyememişken böyle bir şey yapması Jeno'nun çığlıklar atarak kaçmak istemesine sebep oluyordu.

Daha da önemlisi bu olay hakkında Jaemin'in ne düşündüğünden emin olamıyordu. Kendisi bir hata yapmıştı ama bu hata Jaemin'i ve ikisinin arasındaki daha yeni yeni düzelmeye başlayan arkadaşlıklarını etkileyecekti.

"Jeno ve Jaemin hyung siz ne düşünüyorsunuz?" Jisung'un seslenmesi ile Jeno düşüncelerinden sıyrıldı ve Jaemin'in ve kendi ismini aynı soruda duyunca bakışları Jisung yerine Jaemin'e doğru odaklandı. Jaemin'in de kendisine baktığını görünce panikle Jisung'a "Ne konuda?" diye sordu.

Renjun gözlerini kısarak Jisung konuşmadan konuşmaya atılarak "Siz ikiniz bir tuhaf davranıyorsunuz. Dün gece bir şey mi oldu?" dedi.

Jeno daha da gerildi. Renjun nasıl bu kadar kolay anlamıştı ki? Şimdi ne diyerek herkesin ilgisini başka bir yöne çekebilirdi ki? Kafasında bir çıkış yolu arıyordu.

"jeno ile dün biraz tartıştık yeniden. Öğrendikleri şeylerden sonra biraz duygu taşkınlığı yaşadığından olsa gerek." Jeno, Jaemin'in sesini duyunca yeniden ona baktı. Jaemin o her zamanki bilmiş tavrını takınmış bir şekilde Jeno'ya bakmaya devam ediyordu.

Mark, Jaemin'in dediklerinden sonra yan tarafında oturan Jeno'ya dönerek "Jeno, biliyorum bize karşı öfkeli hissetmekte haklısın ama lütfen bizim neden böyle yapmak zorunda olduğumuzu da düşün. Şu an içinde bulunduğumuz durum çok tehlikeli bir durum ve senin de daha olan biteni anlamadan bu işin içine girmeni istemedik. Şu an için senin hakkında bazı teorilerimiz var bu doğru ama doğruluğundan tamamen emin değiliz ve ayrıca olabilecek şeylerden de pek emin değiliz. Şu ana kadar uzun bir zamandır bir cevap arıyoruz ama bulduklarımız hala çok sınırlı."

Jeno'nun öfkesi dün akşam Jaemin ile konuştuktan sonra bitmişti bu yüzden onlara arşı bir dargınlığı yoktu ama Mark'ın şimdi dedikleri yeniden dün akşam duydukları ile çelişiyordu sanki. Dün her şey kesinmiş gibi konuşurlarken bugün ise hala çoğu şeyden emin olmadıklarını söylüyordu. Jeno tek kaşını kaldırarak "Yani gerçeklerden pek emin değilsiniz. Dün emin gibi konuşuyordunuz?"

Haechan derin bir nefes alarak gözlerini devirdi. Bu çocuk iyi insandı, hoş insandı da aşırı sorguluyordu her şeyi. "Biz emin olsak bile gerçek olduğunu denemeden öğrenemeyeceğimiz için bizim emin olup olmamamız pek de önemli değil şu durumda. O yüzden şu anda sana ne dersek diyeli kafan daha çok karışacak ve her şey daha karman çorman olacak."

Jeno Haechan'ın dediklerini duyduktan sonra aklına bir anda şimşek çakması edasında Haechan ile ilk tanıştığı zaman geldi. Tek kaşını kaldırarak biraz korkutucu görünen bir edayla bakışlarını Haechan!a çevirdi.

New Life Ticket ♤ nominTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang