1.9

255 35 57
                                    

Bazı anlar vardır. Ne yapacağınızı bilemediğiniz, zamanın durmasını ve kaçabilmeyi dilediğiniz türden anlar. Belki kaçmak kelimesi kulağa korkakça gelebilir. Ama aslında korkaklıktan ziyade sadece başka bir çözüm yoludur. Belki çözümün sonu iyi biter belki kötü... orası tamamen kişiye kalmış bir şeydir.

Tam olarak şu anda Jeno da kaçmak istiyordu. Kaçıp saklanmak ve bir daha kimseyi görmemek. Ama istediğimiz şeyler her zaman olmaz. Eğer isteyen kişi Jeno ise hiçbir zaman olmaz. O yüzden de Jeno kimse ile göz göze gelmemeye çalışmaktan başka bir şey yapamıyordu.

"Neden Jaemin'i takip ettiğini hala söylememekte ısrarcı mısın?" Uzun boylu ve biraz sert yüz hatlarına sahip olan kişi konuşunca Jeno kafasını daha da aşağı doğru eğdi. 'Jaemin çok ürkütücü biri ve nereye kaybolduğunu, ne yaptığını merak ettim' demek istemiyordu. O yüzden sessiz kalmaya devam etti.

Eğer az önce Jeno, Jaemin onun olduğu tarafa doğru bakınca panik yapıp düşmeseydi büyük ihtimal Jaemin onu görmemiş gibi yapacaktı. Ancak Jeno düşmüş ve ayağını burkmuştu. Burkulan ayağının acısıyla bağırınca da evdeki diğer kişiler de dışarı çıkmış ve yerde sızlayan bileğini ovuşturan Jeno'yu bulmuşlardı. Ve şu an ise Jeno sandalyeye oturtulmuş ve bir nevi sorguya çekiliyordu.

"Johnny hyung, Jeno'nun üstüne bu kadar gitmeyin. Eminim sadece beni merak etmiştir. Sonuçta daha yeni tanıştık ama ben onunla doğru düzgün iletişim kuramadım bile." Jaemin, adı Johnny olan çocuğun kolunu tuttu.

"Yine de bu seni takip edebilme hakkını vermez ona."

"Yanlış bir düşüncesi olmadığına eminim hyung."

Johnny Jaemin'e baktı. "Emin misin?"

"Evet."

Jeno'nun sağ tarafındaki koltukta oturan ve az önce Jaemin'e kapıyı açan kişi konuşmaya atıldı.

"Aynen Johhny. Biraz gevşe ve otur şuraya."

Johnny derin bir nefes aldı ve kafasını sallayıp kısa boylu çocuğun yanına oturdu. Şu an odada Jeno ve Jaemin hariç 3 kişi vardı. Ve Jeno'nun adını öğrendiği tek kişi ise Johhny'ydi.

Jaemin yavaşça hareket ederek Jeno'ya yaklaştı ve Jeno'ya göz teması sağlamak için birazcık eğildi.

"Beni neden takip ettiğini bana söyleyebilir misin Lee Jeno?"

Jeno, Jaemin'in bakışlarına ve sorusuna karşılık yutkundu. Bakışları o kadar değişikti ki Jeno gözlerini ayıramıyordu. Ve ayrıca artık konuşması gerekiyordu. Daha fazla sessiz kalırsa Jaemin'in de onun yanında yer almayacağından emindi.

"Be-ben sadece endişelenmiştim. Di-diğerleri senin belirli zamanlarda kaybolduğunu ve endişelenmemem gerektiğini söylemişlerdi. Ama yine de senin yüzünü adam akıllı göremeyince neler olduğunu, neden ortadan kaybolduğunu öğrenmek istemiştim."

Jaemin, aldığı cevap karşısında kafasını onaylar bir biçimde salladı ve Jeno'ya gülümsedikten sonra diğerlerine dönüp kırkıdayarak konuştu.

"Gördünüz mü? Sadece benim için endişelenmiş. Benim gibi sizi merak eden bir arkadaşınız olmadığı için beni kıskandınız değil mi?"

Jeno'nun gözleri, Jaemin'in dedikleriyle kocaman açıldı. Kendi dediklerinden sonra sadece gülerek bunları söylemesini beklemiyordu. Jaemin her zamanki gibi Jeno'yu şaşırtıyordu.

"Peki öyle olsa bile şimdi ne olacak? Sonuçta artık burayı biliyor." Jeno'nun karşı tarafındaki koltukta oturan kırmızı saçlı çocuk konuştuktan sonra Jaemin'e baktı.

"Sonuçta bizim evimizde burayı bilmeyen tek kişi o. Haechan ona güvenmeseydi onu evimize bu kadar istekli bir şekilde çağırmazdı. O yüzden bence Jeno'ya bir şans verebiliriz."

Jeno duyduklarıyla bir gün içinde ne kadar daha şaşırabilirdi merak etti. Evdeki çocuklarda mı buradan haberdardı? O zaman Jaemin'in nereye gittiğini bilmelerine rağmen Jeno'ya bilmiyorlarmış gibi mi davranmışlardı? Jeno başını iki yana salladı. Jeno yeni çocuktu. Ona söylememelerinin elbet bir nedeni olmalıydı.

Johnny yeniden konuşmaya başladı. "Bu kadar kolay bir şekilde şans vermemeliyiz. Şahsen ben ondan hiç hazmedemedim. Eminim ki Haechan ona güvenmek konusunda yanılgıya düştü."

Kısa boylu olan "Yine de bir şans vermekten zarar gelmez bence. Hem Haechan her şeye hemen kanan saf bir çocuk değil ki. Haklı değil miyim Yuta?"

Jeno bu şekilde kırmızı saçlı olan çocuğun adının Yuta olduğunu öğrenmişti. Yuta'nın ne diyeceğini merak ederek ona baktı.

"Ben bilemiyorum Ten. Bu kadar kolay bir şekilde onu aramıza katmak biraz riskli olabilir bence. Ama yine de şans vermek de isterim sanırım."

Ten, Yuta'nın konuşmasındaki kelimelerin başını duymazdan gelerek "Bak Yuta'da ona şans vermek istiyor. Hem ben senin aksine ondan samimi bir his aldım. Şans verelim bence. Eğer bize karşı bir yanlışı olursa hafızasını siler ve onu kovarız."

Jeno, yutkunarak Johnny'ye baktı. Johnny düşünüyor gibi duruyordu. Biraz zaman geçtikten sonra ayağa kalktı ve dışarı çıkmadan önce konuştu.

"Şimdilik burada kalsın. Diğerleri ile konuşarak kesin bir karar veririz."

Y/N: Bugün kendimin de inanmadığı bir şey yaparak iki bölüm attım. Dünya için küçük benim için büyük bir adım ckcmocmfo

Şu an nasıl mıyım? Tam olarak bu resimdeki gibiyim işte

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şu an nasıl mıyım? Tam olarak bu resimdeki gibiyim işte...

New Life Ticket ♤ nominWhere stories live. Discover now