36 - Büyükler

3.8K 416 165
                                    


🔥🔥

Çalan kapıya karşı yüzümü yastığa gömerek çığlık atmamaya çalıştım.

“Alçin, uyudun mu?” Kapının arkasından gelen Ertuğrul’un sesiyle sakinleşmeye çalışarak derin bir nefes aldım.

“Uyumadım Ertuğrul ne oldu?”

“Yavuz geri geldi, acil bir toplantı istiyor.”

“İyi bok yiyor gündüzler torbaya mı girmiş!”

“Şey... Bilemiyorum ama Aktan’ı bulamadım. Kendi evine mi gitti?”

“Git Ertuğrul, geleceğim beş dakikaya.”

“Aktanı bula...”

“Git Ertuğrul!” 

Sinirle yataktan kalkan Aktan’a ayak uydurarak ben de yataktan kalktım.

“Acil toplantı istiyormuş, sen kimsin koduğumun pezevenk herifi! O toplantıyı kıvıra kıvıra götüne sokacağım.” Söylenmeye devam eden Aktan gözüme o kadar komik gelmişti ki bir anda gülmeden edemedim.

“Bu kadar komik olan şey ne küçük hanım? Söyleyin, ben de güleyim.”

“Sensin.”

“Demek benim...” Biraz da olsa rahatlayarak yanıma gelen adama sıkıca sarıldım. Aynı şekilde o da bana karşılık verirken gözlerimi kapatarak rahatlamaya çalıştım.

“Hadi gidelim.”

Odadan çıkarak salona girdiğimizde herkesin burada olduğunu görmek beni şaşırtmamıştı. Sakin adımlarla ilerleyerek tekli koltuğa oturdum.

“Ne oluyor Yavuz? Hayır yani ne oldu da bu saatte soluğu evimizde alıyorsun.”

“Teknik olarak burası senin değil benim evim. Hani zamanında yüzsüz köpek gibi gelip evime çökmüştün hatırlatırım.” Babamın keyifli çıkan sesine gülümsemeden edemedim. Elinde gördüğüm telefon beni daha da gülümsetirken uzun zaman sonra ilk defa oyun oynadığını fark ettim. Sanırım bu dünyada Diyar Gürel’in en çok sevdiği şeylerden biri oyun oynamakken diğeri de sağa sola laf atmaktı.

“Ne kadar kabul etmek istemesen de burası benim de evim ihtiyar. Ben, senin damadınım. Kızınla evlendiğim zaman da buna devam edemezsin.”

“Nah evlenirsin sen benim kızımla.”

“Kızını alacağım.”

“Üçün birini alırsın. Bu ne demek biliyorsun değil mi? Çocuklar var şimdi açık açık söylettirme bana.”

“Ya sabır! Sen de tiyatro izler gibi bizi izlemeyi bırak da neden geldin onu anlat!”

“Emir sıkıntı çıkartıyor Aktan. Sınırlara adam çekmiş, onlardan olmayan kimseyi semte almıyormuş. Bu resmen savaş demek.”

“Sakin ol Yavuz. Açıkçası Emir’den bu kadar keskin hareketler beklemiyordum. O, her zaman içimizdeki en sakin adam olmuştu.”

“Sakin mi? Korkak demek istedin herhalde.” Yavuz’un buram buram alay kokan ses tonu odanın köşesinde duran Ezel ve Fersah’ın da gülmesine neden olmuştu.

“Yavuz aga haklıdır ha, Emir kendi gölgesinden korkan yavşağın tekidir. Ne oldu da o götü arşa çıktı onu bir türlü anlamamışam. Neyse, pek anlamamada gerek yoktur. Verin emri gidip çökeyim gırtlağına.” Konuşan Fersah’a olumsuz bakışlar atmadan duramadım. Bakışlarımı hissetmiş gibi bana dönerek  göz kırpması insanı çileden çıkartacak cinsten bir rahatlığa sahipti.

SALTANAT (+18)Where stories live. Discover now