19-Geçmişin Gerçekleri

22.4K 1.4K 221
                                    


🔥🔥

Gözlerimi yoğunbakımın camına çevirdim ve yatakta yatan adama bir kez daha baktım. O, benim gerçekten babamdı. Üzerime çöken üzüntü, keder ve bilinmezlik hissi saniyeler içinde yok olurken geriye sadece yakıcı bir öfke kalmıştı.

Çünkü görmüştüm. Diyar'ın kızına, yani bana olan sevgisini, yasını, özlemini ve her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışarak onlara istediklerini vermemek için kendisini nasıl yıktığına şahit olmuştum. Bize, ailemize bunu yapanların karşısında nasıl dimdik ayakta kalıp savaştığını görmüş, fakat içten içe ruhunda ne büyük enkazlar yaşadığını hissetmiştim.

Bizi ayırmış, babamı da 14 yıl boyunca içten içe yıkmışlardı.

Gözlerimi tekrar Aktan'ın ela gözlerine diktiğimde artık hissettiğim tek şey kararlılıktı. Bugün burada büyük bir gerçek açığa çıkmış, geçmişin tozlu sayfaları tekrar aralanmıştı. Ortaya çıkan tüm tozlar genzime kaçarak boğazımda büyük bir yumru oluştursa da onların nefesimi kesmelerine izin vermeyecektim. Bu yükün altında kalmayacaktım, şuan olmazdı. Diyar'ın bizim için çabaladığı bu yıllardan sonra benim yıkılmam doğru değildi. Hissettiğim acı beni yıkmamalı aksine ayağa kalkarak savaşacak gücü bana vermeliydi.

''Anlat, bana her şeyi anlat.''

''Burada olmaz, gel benimle.'' Aktan'ın yönlendirmesiyle elimdeki kağıdı sıkıca tutarak onun arkasından ilerlemeye başladım. Asansöre bindiğimizde nereye gittiğimiz umrumda bile değildi. İstediğim tek şey tüm boşlukların dolması ve benim bir an önce kendimi toparlayarak bu ölüm çemberinin içine tam olarak adım atmaktı. Asansör durduğunda Aktan'ın arkasından çıktım. O merdivenlere ilerleyerek üst kata çıkarken sessizce onu takip ettim ve en sonunda açılan kapıyla hastahanenin çatısına çıktığımızı anladım.

''Gel bakalım şuraya.'' Aktan köşeye üst üste konulmuş eski sandalyelerden birini alarak oturmamı işaret ettiğinde yine ona itaat ederek yıpranmış sandalyeye oturdum. O da hemen başka bir sandalyeyi önüme koyarak oturduğunda elimdeki kağıdı biraz daha sıkarak ondan güç almak istedim.

''Geçmişte neler olduğunu biliyorsun zaten...''

''Anlat, ayrıntıları senden başka kimse bilmiyor, hepsini anlat.''

''Pekala...Yangının çıktığı o gece hepimiz oradaydık Alçin. Senin ailen, amcanın ailesi ve benim ailem. Aslında o gece planlı bir ziyaret değildi bu. O gün Ertuğrul'un doğum günüydü ve amcan son anda tüm ailenin bir arada olmasını istemişti. Annen ve benim annem liseden beri yakın arkadaş oldukları için bizim ailemiz her zaman çok yakın olmuşlardı.''

''Ertuğrul kim?'' Sorduğum soruya şaşıran Aktan kaşlarını çatarak bana cevap vermişti.

''Ah doğru, Diyar onu herkesten saklıyordu. Ertuğrul senin kuzenin Alçin. Amcanın iki çocuğu vardı. Biri senden üç yaş büyük olan ve herkesin yaşadığını düşündüğü Defne, diğeri ise seninle aynı yaşta olan Ertuğrul. ''

''O gece Ertuğrul da oradaysa nasıl kurtuldu.''

''O gece hepimiz oradaydık, kutlama bahçede olacaktı. Diyar, Ertuğrul, ben ve babam mangalı yakmakla uğraşırken sen, annen, amcan, yengen ve Defne'de evin içindeydiniz. O an benim annem de masaya salatayı getirmek için bahçeye çıkmıştı. Zaten ne olduysa o an oldu. Ahu, içeriye adam sızdırarak evin belirli yerlerine bomba döşetmiş. Annem çıktıktan saniyeler sonra patlayan bombalar o an hepimizi şoka uğratmıştı.

O zaman ben daha 13-14 yaşlarındaydım. Evin çoğu girişi kapanmıştı. Herkes tüm korumalar çaresizce bir giriş ararken ben arka taraftaki kilere açılan girişini fark etmiştim. Fazla zamanım olmadığını bildiğim için yaptığım tek şey o kapağı kaldırarak eve girmek olmuştu. Her yer yıkılmış ve yanıyordu. Alevler o kadar fazlaydı ki evin içindeki oksijenin yarısı yok olmuştu, zar zor nefes alabiliyordum. Biraz daha ilerleyerek salona ulaştığımda ilk amcan çarpmıştı gözüme, yerde kanlar içinde yatıyordu ve alevler ona çoktan ulaşmıştı. Daha sonra atılan çığlıkları duydum. Defne, annen ve yengen mutfaktalardı fakat mutfak kapısı yandığı için hiçbiri dışarı çıkamıyordu. Son olarak senin ağlamanı duydum, henüz 4-5 yaşlarındaydın. Merdivenin başında oturmuş bana bakarak ağlıyordun. O an yapabileceğim tek şeyi yaparak seni kucağıma aldım ve kilere koştum. Girdiğim kapıdan seninle birlikte çıkarken beni başka bir sürpriz bekliyordu.

SALTANAT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin