24- Diğer yaşamın başlangıcı

25.9K 1.6K 490
                                    

**

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

**

Gemilerimiz yanmış, limanımız harabeye dönmüştü. Bu öyle büyük bir yıkılış olmuştu ki artık ne kalacak bir yuvamız ne de başka yuva arayacak seçeneğimiz vardı. Almışlardı, tüm umutlarımızı yüreğimizden söküp almışlardı ama unuttukları bir şey vardı.

İnsan yaşadığı sürece, umut her zaman var olmaya devam edecekti.

Çünkü insan üretkendi, çünkü insan hissederdi. Eğer bir insandan umudu alırsanız umutsuzluk hissederdi. Eğer bir insana sevgi verirseniz mutluluk hissederdi ama öyle yada böyle o insan hissetmeye ve yaşamaya devam ederdi.

Bizim elimizden yuvamızı almışlardı, biz de onlara düşmanlık beslemiştik. Ve şimdi, yıllar sonra bir araya gelen aile fertlerinin istediği tek şey savaş borularını ciğerlerini parçalamak istercesine güçlü bir nefesle üflemekti. Öyle ki ne taş taş üstünde kalacak, ne merhametin zerresi uğrayacaktı bu harabe vatanın sokaklarına.

Omzuma çarparak özür dileyen adama göz ucuyla bakmadan sahil boyunca ilerlemeye devam ettim. Rüzgarın okşadığı bedenim büyük bir kaos içinde olan zihnimin aksine olabildiğince hissizdi. Kulağımda duran kulaktan çıkan müzik sürekli değişirken ben onun ritmini yakalayamıyor sadece öylece yürüyordum. Biz zaman kavramım veya varmayı hedeflediğim bir konum yoktu. Sadece bedenimdeki hissizlik, zihnimdeki kaos ve ruhumdaki harabelerle birlikte sonu olmayan bir yolda öylece yürüyordum.

Ruhumda çok fazla harabe vardı ama asıl önemli olan şey ruhumdaki harabelerin çokluğu değil, o harabelerin altında yatan ruhların fazlalığıydı. Zamanında o kadar çok kişinin hayaletini ruhuma gömmüştüm ki... Onları zihnimin en puslu, kullanılmayan bir tarafına itelemiştim. Ben onları unutmuştum ama onlar beni unutmamışlardı ve şimdi isyan başlamıştı. Ruhumdaki enkazların altında yıllardır can çekişen o hayaletler, fark edilmek istedikleri için bir isyan başlatmışlardı.

Ve kazanmışlardı.

Ruhuma gömdüğüm her bir insanın varlığı aynı anda zihnime çökmüş ve ben Alçin Hisar; kendi ruhuma gömdüğüm hayaletler tarafından yine kendi zihnimin parmaklıkları arasına sıkışıp kalmıştım. Öyle bir çıkmazdaydım ki ne bir adım ileri gidebiliyordum ne de bir adım geri. Daha da kötüsü olduğum yerde bile duramıyordum. Şu durumda ölüm bile bir kaçış yolu olarak kullanılamazdı.

Ölüm... Gerçekten bir son olabilir miydi? Hayır! Ölüm hiçbir zaman bir son olmamıştı ki? Ölüm; her zaman diğer yaşamın başlangıcı olmuştu.

Düşüncelerimin farkındalığıyla olduğum yerde duraksayarak kafamı toplamaya çalıştım. Evet, haklıydım. Ölüm hiçbir zaman bir son değil aksine yeni bir başlangıç olmuştu. Ve şuan hissettiğim tüm yıkılışlarda ne bir son olacak ne de sonum olacaktı. Yüzümde hissettiğim tebessümle birlikte bu sefer adımlarım daha sağlam ve rotam belliydi. Artık yeni bir başlangıç yapmıştık ve istesekde istemesekde bu başlangıca ayak uydurmak zorundaydık.

SALTANAT (+18)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt