45.Bölüm

869 106 14
                                    

Selamlar, yine geç geldim biliyorum ama okulda saçma bir yoğunluğum var  üstüne bir de hafta içi yetmiyormuş gibi hafta sonu da dersler olmaya başladı. Eh ramazanda buna eklenince hiç halim kalmıyordu.

Ama bitireceğiz bu kurguyu ✊🏻 az kaldı. Min. 3 max. 5 bölüm kadar bu yüzden bir yandan da toparlamaya çabalıyorum. (Sanki elime yüzüme bulaştıracakmışım gibi bir his var ama olsun.) Toparlayabilirsem finale kadar bir anda yazıp hemen paylaşmak istiyorum.

Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki bundan sonraki tüm kurgularımı bunda olduğu gibi olmaması (açıkçası sürünüp gitmemeleri için) öncesinde yazmaya başladım. Artık bölüm birikmeden sizlere sunmayacağım.

Veee son bir şey daha ☝🏻 Apotelesma bittikten sonra kendim için yeni bir başlangıç yapabilmek adına buradaki kullanıcı adımı değiştireceğim.

Evettt açıklama bu kadardı 💕⭐ Sizleri seviyorum güzel yıldızlarım. Buralarda olamazsam şimdiden bayramınızı da kutluyot ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum. 🤍

Jeongguk

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.

Jeongguk

Düşüncelerimi bir türlü odaklayamazken savsak adımlarla odamdan çıktım ve alt katta bulunan mutfağa doğru ilerledim. Yaklaşmam ile daha net duyulan sesler beni beklemeden kahvaltıya başladıklarını gösterirken dudaklarımı büzmeden edememiş ve Jungkook'un yanındaki boşluğa yerleşirken "Beni neden beklemediniz?" diye mırıldanmıştım. Bundan hoşlanmıyordum ve Seok Jin hyung bunu çok iyi biliyordu.

"Seni kaldırmayı denedik ama her zamankinin aksine oldukça derin uyuyordun." Cümlesinin devamında omuz silkmiş ve "Biz de daha fazla bekleyemedik." demişti. Anladığımı belirtircesine başımı sallamakla yetinmiştim çünkü haklıydılar. Bu aralar -ki bu yaklaşık olarak Jungkook ile tartıştığımız üç gün önceki geceye dayanıyordu- uyku düzenim tamamen bozulmuştu.

"Size afiyet olsun." Tabağıma kahvaltılık almak için uzanan elim yanı başımdan yükselen ses ile havada asılı kalırken derin bir nefesle birlikte kendime doğru çektim. O geceden beri yan yana geldiğimiz her seferinde bunu yapıyordu.

"Doğru dürüst bir şey yemedin bile."

"Yeterince yedim, teşekkürler." ve Seok Jin hyung'un daha fazla konuşmasına fırsat vermeyerek masadan kalkıp bahçeye çıktı. Orada ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu ama bunu tartışmasız her sabah yapmaya başlamıştı. Gerçi bu davranışı sadece sabah ile sınırlı kalmıyor ne zaman aynı ortama girsek veya girecek olsak bir bahane bularak yanımızdan, daha doğrusu benim yanımdan uzaklaşıyordu. Bunu neden yaptığını az çok tahmin etsem de sinirlenmeden edemiyordum. Jungkook sadece benim bencilliklerimi görüyor ve bu şekilde adlandırdığı, Hei'ye karşı olan duygularımı hissetmemek için kaçıyordu ancak o da en az benim kadar bencildi.

Apotelesma メ Jeongguk  ✓Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu