23.Bölüm

1.4K 160 62
                                    

|Denek

Profesör Jeon

Adımlarım uzun zamandır uğramadığım dar, beyaz koridorda yankılanırken burnuma dolan o kokuyu özlediğimi hissederek derince soludum. Burası uzun zaman sonra ait olduğumu düşündüğüm tek yerdi ancak her insan gibi yanılmıştım. Buraya ait değildim, sadece öyleymiş gibi davranmaya devam ediyordum.

Koridorun sonuna yaklaşırken genzimi yakan kimyasal kokusuyla duraksadım ve sağ tarafımdaki açık kapıya yöneldim. "Bay Kim?" sesim boş alanda yankılanarak farklı bir tonda geri döndüğünde birkaç adım geriledim. Burada kimse yoktu.

Bakışlarım hala aralık duran kapıdayken yanımdan geçen asistanlardan birisini durdurarak NamJoon hyungun yerini sordum. "Bilmiyorum efendim. Bize laboratuvarda beklememizi söyledi ancak kendisi henüz gelmedi." Başımla onayladıktan sonra kapıyı çektim ve tekrar asistana döndüm. "Kapının kitlendiğinden emin ol." Sözlerimi başıyla hızla onaylayarak yanımdan ayrıldı. Muhtemelen anahtar olarak kullanılan kartı bulmak için gitmişti.

Derin bir nefes aldığımda koridora yayılan koku tekrar genzimin yanmasına neden olmuştu. Yüzümü ekşiterek yoluma devam ettim. Sonunda o dev cam kapıların önüne geldiğimde elimi havaya kaldırma fırsatım dahi olmadan açılmalarıyla şaşkınca birkaç adım geriledim. "Bay Jeon. Bu ne güzel bir tesadüf."

Ses tonlarımızı olabildiğince eşitlemeye çalıştım. "Bay Lee..." bu önceki görüşmemizde odada bulunan ve içlerinden en yaşlı olan adamdı. Yüzünde yine o alaycı gülümseyişi eşliğinde tepkilerimi inceliyor, beni dibe çekebileceği herhangi bir ayrıntı arıyordu.

Ellerim saçlarım arasındaki yerini alabilmek için sızlarken bu isteğime zorlukla engel olabilmiş ve karşımdaki bu adama en az onunki kadar alaycı bir gülümseyişle karşılık vermiştim. "Sizi görmek de harika." Sözlerimi umursamayarak konuşmasına devam ederken olabildiğince sakin durmak için çabalıyordum.

"Sizi buraya getiren nedir? En son deneye devam etmemekte kararlı görünüyordunuz."

"Şartlar değişti diyelim." Kaşları çatılırken bunu çabucak düzelterek eski ifadesiz suratına döndü. "Değişen nedir Bay Jeon?" ona karşı açık olmamı istiyordu. Ya da sadece kontrol altında tutabileceği bir piyon olmamı. "Sizin de söylediğiniz gibi deneyin gerçekleşmesi durumunda birçok kazancımızın olacağını fark ettim." Biz kısmını olabildiğince vurgulamak istemiştim çünkü onlara boyun eğmediğimi düşündükleri ilk seferde kendimi bu olayın dışında bulurdum. "Doğru bir karar vereceğinizi biliyordum." Soluklanmasının ardından "Siz zeki bir adamsınız Bay Jeon." Diyerek devam etti. Kendimden emin bir gülümseyişi dudaklarıma yerleştirmemin ardından aramızdaki mesafeyi yarıya indirdim. "Beni bu yüzden seçmediniz mi zaten?" onun yaptığını taklit ederek soluklandım ve daha büyük bir gülümseyiş eşliğinde "Zeki olduğum için." diyerek devam ettim. Yüz ifadesi giderek daha fazla gerilirken içeriden gelen seslerle gülümsedi ve anlık olarak o tarafa döndü.

İçeride her ne oluyorsa o kısa zamanda gördükleri onu mutlu etmişti çünkü bakışlarının hedefi tekrar ben olduğumda gözleri alayla parıldıyordu. "İyi şanslar, Profesör Jeon." Yanımdan geçerken söylemişti bunları ancak henüz hareket etme fırsatı bulamamışken durmuş ve omzunun üzerinden bakarak "Buna ihtiyacınız olacak." demiş ardından da uzun koridorda ilerlemeye başlamıştı.

Kapının önünde dikilip son kez kendime çekidüzen verdim ve derin bir nefes eşliğinde içeriye adımladım ama karşılaşmayı beklediğim manzara kesinlikle bu değildi.

Apotelesma メ Jeongguk  ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora