4.Bölüm

2.8K 316 69
                                    

|Aynı Görünüyorsunuz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

|Aynı Görünüyorsunuz

Jeongguk

Az önce olanların verdiği hisle parmaklarım alışılmış bir hareketle saçlarımı kavrarken hala ıslak olduklarını fark ederek ellerimi hızla geri çektim ve üzerimdeki tişörte sildim. Kim olduğunu ya da neden öylece odamda belirdiğini bilmediğim bu yabancı benimki kadar anlamsız, ancak beraberinde farklı bir duyguyla bakan bakışlarıyla bedenimi süzerken olabilirmiş gibi daha da tedirgin hissediyordum. Tanımadığım, hatta tanıdığım insanlar da dahil bakışlardan hoşlanmazdım.

"Şöyle bakmayı keser misin?" Sesim ona karşı olan ilk hareketlerimden sonra daha uysal çıkarken söylediklerimi umursamayan bakışları üzerimde dolanmaya devam ediyordu. Anlamsız ama bir o kadar da masum olan bakışları bedenimde dolanmaya bir son verdiğinde yüzümde, daha doğrusu hala ıslak olan saçlarımda durdu ve yerini çatık kaşlara bıraktı.

"Saçların hala ıslak." dedi. Bu sefer kaşlarını çatıp ona bakan bendim. Ovaladığı bileğini bırakıp ayağa kalkmaya çalışırken her denemesinde tekrar düşüyor ama pes etmeden denemeye devam ediyordu. Yürümeyi yeni öğrenen küçük bir çocuk gibiydi.

Çatılmış kaşlarım onun bu sarsak hareketleriyle düzelirken kendimi suçlu hissetmeye başlıyordum. Onu istemeden itmiş olmama rağmen çok fazla zarar vermiş olmalıydım. İfadem yumuşarken engel olamadığım bedenim ona doğru bir adım attı ve sonunda ayağa kalkışı ile durdum. Saçmalıyordum.
Sadece küçük bir burkulmaydı, yürüyemiyor falan değildi ya.

Uzun uğraşlar sonunda başarabilmiş olmasının verdiği o saf mutlulukla yüzüme bakarken gözleri tekrar saçlarımda takılı kaldı ve silinen ifadesi yerine biraz önceki aşağı doğru kavislenmiş kaşlarına bıraktı. Hızla değişen ifadelerine ayak uyduramazken o çoktan ayaklanmış odanın içerisinde ilerlemeye çabalıyordu.
Henüz ikinci adımını atamamışken bozulan dengesiyle sarsılan bedeni bir sonraki adımlarını daha da bozuk bir şekilde atmasına neden oluyordu. Atmaya çalıştığı adımıyla tekrardan dengesi bozulurken hızla kollarından kavrayarak durmasını sağladım.

"Ayağın çok mu acıyor?" Yüzümde dolanan bakışlarını şaşkınlıkla ayaklarına çevirirken farkında olmadan bana daha fazla yaslandı ve tek tek öne doğru uzattığı çıplak ayaklarını hareket ettirerek kontrol etmeye başladı. Sanki ilk kez onları görüyormuş gibi şaşkın ancak mutluydu.

"Acımıyor ki." Masum bakışları tekrar beni bulduğunda hissettiğim o garip duyguyla sıkıca kavradığım kolları bıraktım ve tamamen dengede kalabildiğine kanaat getirdikten sonra ondan uzaklaştım. Gülümseyen yüzünde hiçbir değişiklik olmadan önüne döndü ve adımlarını özenle atmaya gayret etti. Her an düşecekmiş gibi duran bedeniyle diken üstünde onu izlerken kendimi zorlukla zabdediyordum. Sonunda odamın diğer ucuna ulaşıp nefes nefese kalmış bir şekilde banyoya açılan kapı kulpunu kavradı ve terden ıslanan saçlarını geriye doğru atarak derin solukları arasından fısıldadı.

Apotelesma メ Jeongguk  ✓Where stories live. Discover now